Keyifli okumalar dilerim çiçeklerim. Satır arası yorumlarınızı ve parlak yıldızınızı bekliyorum. Sırma kızımız için gelsin yıldızlar o vakit. Görüşmek üzere.
Bakanlar baktı sana; ben uzaktan uzaktan...
🌹
Yüzüğü kim bulmuştu. Iki insanın kalbinin nişanesi olduğunu ortaya kimin çıkardığını merak ediyordum. Yıllar yıllar önce yüzük yokken insanların evli olduğunu nasıl anlıyorlardı? Hintliler gibi alınlarının ortası kırmızı bir benek mi koyuyor yoksa yonttuğu taşı ile bağlayarak tek taşı icat mı ediyordu? Kalbini verenler, taşın öneminin olmadığı zamanda yüreğe bakanlar. Gözlerinden anlayanlar. Başı başkasına dönmeyenler. Peki başkası olmasa bile haya edenler. Ah eskiler.
Duş aldıktan sonra rahat bir uzun kollu badi giymiş altıma siyah bir eşofman geçirmiştim. Annemler gelince yemek hazır olsun diyerek hızlıca bir iki çeşit yemek yapmış, bakmadığım çiçeklerimi aheste aheste sulamış, tozlarını almıştım. Kalbimin tozunu da almak böyle kolay olsaydı keşke.
Sarmaşığın içinden o yüzüğün nasıl çıktığını düşünüyordum. Albay Ali'nin koyacağına ihtimal vermek istemesem bile yüreğim, gözlerim o derken nasıl başkasını düşünebilirdim ki. Onun hakkında ne yapacağımı bilmiyordum. Kafam gönlüm o kadar karmakarışık bir haldeydi. Birden nasıl böyle olmuştuk. Aslında olay şöyleydi geçen gün yani biz mutlu ve huzurluyken yine tepede buluşmuş birbirimize yaslanmış bir vaziyette ben denizi o beni izliyordu. Ikimizde birbirimizi izliyorduk aslında ama bunun tersini kim söyleyebilirdi? Arkamda saçlarıma burnunu sürterek kokusunu içine çekmiş ve geçen gün yaptığı gibi bu konu hakkında konuşmaya başladı. "Sırma bizimkilere söylemek istiyorum. Böyle gizli gizli köşede buluşuyor gibi oluyoruz ki buluşuyoruz hoşuma gitmiyor." dediğinde parmaklarımın arasında ki parmaklarını çıkartarak teker teker sevmeye başlamıştım.
"Deniz gözlüm iyisin hoşsun da devamında olacak şeyleri ikimizde biliyoruz." dediğimde yanağımı severek elini çekti. "Tamam işte biz de bunu istemiyor muyuz?" diye sordu.
Ben istemiyordum. Ben anı yaşamak istiyordum. Şu an onunlaydım, şu an güveniyordum, şu an seviyordum. Ama evlilik ömür boyuydu. Ömür boyu sevecek miydi, sayacak mıydı, sadık kalır mıydı? Nasıl güvenecektim?
"Ben aslında evlenmeyi düşünmüyorum. Öncelikle yapmam gereken şeyler var." diye yalan söyledim. Üzgünüm sevgilim aslında seni üzmek istemedim.
"Ne var?" dedi.
"Gençliğimi yaşayacağım" diye konuştuğumda arkamdan uzaklaşarak yüzünü bana döndü. "Şaka mı yapıyorsun? Ne gençliğini yaşaması. Ne yapmak istiyorsun? Ben seni eve falan mı kapatacağım sanıyorsun anlamadım. Birlikte yapamaz mıyız?" Ona saçmaladığım şeyler üst seviyeye çıktığında gözlerimi kapatmak istedim. Kaçacak yerim yoktu. Kendi ellerim ile oynarken yüzüne bakmaktan çekindim. "Kendi mezun olduğum işi bile yapmıyorum. Yeni bir sınava girdim ikinci üniversiteyi okuyacağım. Ayriyeten daha çok yeniyiz tabiki uzun yıllar boyunca birlikteydik ama biz büyüdük Ali. Birbirimizi daha çok tanımalıyız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçek Kız
ChickLitNice ağaçlar yetiştirdim bir kalbimi yetiştiremedim... Sevgili Dostum'a ithafen...