Dayanamayıp yeni bölüme başlıyorum. Siz bu bölümü kaç gün hafta sonra okursunuz bilmiyorum ama ben yeni bölümden iki gün filan sonra atıyorum bu bölümü. Tabi yazmamı hesaba katarsak... Neyse yeni karakterler, yeni olaylar, yeni maceralar...Sonsuz Gökyüzü bomba gibi devam ediyor. insta= epd.endllesclover insta= sonsuzgökyüzü.epd Bu arada mesajlarınızı bekliyorumm.
İyi okumalar...:)))))))
***
17.BÖLÜM
KORUYAN VE KORUNMAYA MUHTAÇ
"Canım şu an yere çakılmak istediği için..."
Bir yangındır insanın içindeki. Ceketiyle söndüremeyeceği, su döküp dindiremeyeceği, yel yapıp yok edemeyeceği. Bir sürü çareden hiçbiri çözüm olamaz insanın içindeki yangına. Olmayan bir çaredir bu yangının çözümü. Bu çözüm tehlikedir ama tek yoldur. Sevgi...İnsan sevince düşer asıl ateşe. O zaman başlar asıl yangın. Aslında ateşin ta kendisidir sevgi. Nasıl olsa bir yangın ondan daha büyük bir yangınla sönüp alevlenir. Bir çaredir ateşe ateş...
İsmini bir fısıltıyla söyleyen kişi sevimlice bana elini uzatsa da acımasızcaydı bakışları. Biliyorum ben onun kalbindeki aşkı dağlamıştım. Ama nereden bilebilirdim ki frenin patlayacağını?
Yine de ona kızgındım ve yine de kızacaktım. Çünkü hayatının geri kalanında benim ne kadar acı çektiğimi sorgulayıp, beni anlamak yerine bana daha çok acı çektirmeyi düşünecekti. Zaten buraya bunun için geldi. Yani bence. Deniz'in kız arkadaşı olmasını katmazsak...
Ona boyun eğmeksizin uzattım elimi. Esin olarak tanıştım onunla. Sırf Deniz, Arda ve Yağız durumu çakıp karışmasınlar diye. Esin Çetin'di sahte adı. Kaymak Çetin'di gerçek adı.
"Kumsal Çiçekçioğlu." alaycı sesim beni müthiş bir havaya soktu. Ve onun bana yaptığı gibi yaptım ona.
"Sizle önceden tanışmış mıydık? ESİN Hanım?" Esin'i bastıra bastıra söyledim. Elimi bırakmadan da cevabını aldım.
"A zannetmiyorum. Ve lütfen bana sadece Esin de Kumsal." Bu iş gittikçe eğlenceli oluyordu.
"Ha zaten Esinden başka adın yok. Öyle değil mi? O yüzden Esin diyicem. Sadece Esin." Bana anlamsızca bakıyordu Kaymak Esin. Arda Yağız ve en önemlisi her şeyden habersiz Deniz'de bana öyle bakıyordu. Bence benim neden böyle garip davrandığımı sorguluyorlardı. Haklılar. Hayatta sorgulanacak çok şey var. Hayata karşı sinirli bakışlarımla bakıyordum Kaymak'a. Sonra yanıma Rüya geldi. Kaşları çatık,endişeli.
"E arkadaş?" Rüya Deniz'le Kaymak'ın yani bir diğer adıyla Esin'in alakasını sordu.
"Rüya Esin bizim sıkı dostumuzdur. Kara gün dostu yani." Göz kırptı Arda ve Esin'in yanına gelip kolunu omzuna attı. Yağız'da hemen ardından Esin'in önüne geçip kollarını açtı.
"Ya gel bi sarılayım. Kaç haftadır görüşemiyoruz." Arda'nın söylediği cümle yetmezmiş gibi gözümüzün önünde Yağız'da gitmişti ona. Tabi bu bana ağır gelmese de Rüya biraz kırılmış olabilir. Yani Rüya hep böyledir. Onu yok saymanıza kırılır. Ah neyse bu dramatik sahne yeterince uykumu aldı.
Onlara onlar farında olmasa da göz devirdim. Kocaman esnedim ve Rüya'nın koluna hafifçe dokunup arkamı döndüm ve eve doğru yürümeye başladım. O sırada arkamı dönmeden umursamazca konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eskiz
Teen FictionKumsal baş karakterimiz, yazın tanıştığı kişilerle ve en yakın arkadaşı Rüya ile bir çok acı verici aynı zamanda gerçek olaylar yaşıyor ve asıllar kafa karıştırıyor. Bu çocukça yazılmış bir watty hikayesi değil evet belki düzenlenmeli ama bu kitaba...