Bölüm 8

38.6K 1.7K 938
                                    

18.10.2020

***

Sabah heyecanla uyanmış şarkı söyleyerek hazırlanıyordu Batu. Bugün ekstra yarım saat fazladan ayna karşısında vakit geçirmişti. Özcan ile kahvaltıya gideceklerdi.

1 haftadır barda köşe bucak saklanıp hasret gideriyorlardı. Nihayet baş başa vakit geçirebileceklerdi.

''Hayırdır? Milli piyango mu çıktı? Neden bu kadar mutlusun?'' Yekta'nın kapı ağzında durmuş sırıtarak konuşmasına göz devirdi.

''Hayır milli piyango filan çıkmadı. İnsanların mutlu olması için illa ellerine para geçmesine gerek yok. Tabi senin akın fikrin parada olduğu için, bu söylediklerim senin için geçerli değil''

Göz deviren Yekta bir süre etrafına baktı. Aklına gelen şeyle hızla Batu'ya döndü.

''Para demişken, elektrik faturası geldi. Payına düşeni ver de yatırayım bugün.'' Batu histerik bir gülüş çıkardı ağzından. ''Ben malımı tanımaz mıyım? Al işte yine paraya getirdi lafı'' dedi. Tabi sessiz söylediği için Yekta kaş çatarak ''anlamadım?'' dedi.

''Koridorun oradaki çekmecenin üzerine bıraktım. Oradan alırsın.''

Yekta heyecanla odayı terk etti. Batu hazırlanmaya devam ettiği esnada telefonuna gelen mesaj ile dikkatini oraya verdi.

Özcan: 15 dk ya kapıdayım

Batu: Tamam :)

Hızla saçlarını bitirip kapıya ilerledi.

''Ben çıkıyorum.''

''Nereye?'' diye sordu Yekta.

''Arkadaşımla buluşacağım.''

''Hangi arkadaş?''

''Tanımazsın baba!'' dedi. Baba kelimesini vurgulayarak. Ona ne oluyordu ki?

''Geç kalma.'' Yekta'nın söylediklerine kaşlarını çatarak:

''Hayırdır Yekta? Neden bu kadar umurunda senin'' dedi.

''Geç gelince komşular laf ediyor. Üstelik kapıyı açınca uykum bölünüyor.''

''Farkında mısın bilmiyorum ama barda çalışıyorum Yekta. Gecenin köründe evde oluyorum. Maalesef çalışmak zorundayım. Benim senin gibi bir dediğimi iki etmeyecek bir ailem yok!'' Sinirle kapıyı açıp çarparak kapattı. Hızla aşağı inerken homurdanıyordu. Kapıya gelince Özcan'ın arabasına yaslanmış onu beklediğini gördü. Beyaz gömleğinin altından belli olan kasları, kollarını birbirine bağlamış olmasıyla daha da belirginleşmişti. Altındaki siyah kotu ve siyah gözlükleriyle seyirlik bir görüntü sunuyordu.

''Günaydın.''

''Günaydın bebeğim.''

''Burada öyle şeyler deme. Meraklı komşuların odağı olmak istemiyorum.'' Karşısındaki çocuğun endişeli haline kaşlarını çattı. Kızdığından değil, Batu'yu zor durumda bıraktığındandı. Kafasını sallayıp kapıyı açtı. Beraber arabaya binip yola çıktılar.

''Nereye gidiyoruz?'' Batu'nun heyecanla kendisine dönerek söylediği şey üzerine dişlerini göstererek gülümsedi.

''Yeşilköy'de bildiğim çok güzel bir kahvaltıcı var. Oraya gideceğiz.'' Keyifle yerine sinen Batu'yu çaktırmadan izlemeye başladı. Mavi tişörtü ve kotuyla basit bir kombin yapmıştı. Ancak bu bile ışıldamasına yetiyordu. O kadar güzel bir enerjisi vardı ki, Özcan ne yapsa ona yetemeyeceğini düşünüyordu. En güzelini, en özelini hak ediyordu.

PATRON | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin