02.11.2020
***
Her depresyona giren insanlar gibi çikolataya sarılmıştı Batu. Ancak çikolatayı ne kadar sevse de kaşık kaşık nutella yiyemeyecek kadar dişlerini seviyordu. Sağlıkçıydı sonuçta. Tamam yalan söylemişti. Midesi bir kavanoz nutellayı kabul etmiyordu.
Çareyi aşk şarkıları dinlemekte bulmuştu ama Orhan Gencebay, Müslüm Gürses gibi arabesk şarkıları açtığı müzik setinin Yekta'nın sinirlenmesi ve ''Bu ne yaa! Beni de tribe soktun'' deyip Aleyna Tilki açmasıyla sonlanmıştı. Şimdi pencere kenarına oturmuş 'cevapsız çınlama' eşliğinde ağlıyordu.
Olayların üzerinden 1 hafta geçmişti. Bu süre zarfında Özcan günde 500 kere arıyor 1000 mesaj atıyordu. Batu ise dinlemek istemiyor sanki bu yaşanılanları hak etmiş gibi kendine acı çektiriyordu.
Onun kaderiydi bu. Terk edilmek aldatılmak. Üniversitenin başında hoşlandığı Aras'ın onu terk etmesi gibi...
Onun adını anmak istemiyordu. Aklına gelmesi bile baştan aşağı titretmişti onu. Lanet olasıca diye düşündü.
İşin kötü yanı parası bitmeye başlamıştı. Çalıştığı kadarını banka hesabına göndermişlerdi ama evin bu ay ki kirasını ve faturaların bir kısmını ödediğinde bir şey kalmamıştı.
''Lanet olsun ya'' Yekta'nın bağırmasıyla ona döndü.
''Ne oldu?''
''Buz dolabı bozuldu yine. Ev sahibi siz yapın diyor'' Tutulan ev eşyalıydı ve bozulan eşyalar onların sorumluluğundaydı.
''Ne yapacağız peki?''
''Bu tribinden çıkıp bir iş bul ve eve para getir.'' Yekta'ya sinirle bakan Batu ayağı kalkıp karşısına dikildi.
''İşin gücün para değil mi? 1 hafta işsiz kaldım diye gözüne battı. Bugün gidip bir iş bulacağım merak etme''
''İyi edersin!'' Hışımla orayı terk eden çocuğa göz deviren Batu yeniden pencere kenarına oturdu. Bugün çıkıp iş bulması gerekiyordu. Bu böyle olmayacaktı.
*****
Özcan ise sinirle girdiği ofisinde terör estiriyordu. 1 hafta öncesin kadar neşe saçan adamın yerine despot, lanet bir herif gelmişti. Simge artık bu durumdan sıkıldığı için sinirle ofladı. Tamam patronu öncesinde de melek gibi bir adam değildi ama son zamanlarda ki tavırları çok farklıydı.
''Günaydın Özcan bey.'' Odasına giden patronu ile ayağa kalkıp selamladı genç kadın. Günaydın bile demeden emirleri vermeye başlayan adama sinirle göz devirip dosyalarını ve planları toplamaya başladı. Odaya girip çalışan adama baktı.
''Özcan bey bugün 2 toplantınız var. Bir de şantiye alanını görmeniz ger-''
''Toplantı mı? Bu halde toplantıya mı gireceğim Simge!'' Kendisinden onayı aldığına yemin edebilirdi. Sinirlenmemeye çalışarak:
''Özcan bey zaten 1 haftadır bütün toplantılarınızı erteliyorsunuz. Dün size sordum sizde tamam dediniz.'' Diye yanıtladı.
''Simge çıldırtma beni iptal et!'' Patronunun bağırmasıyla yerinden sıçradı genç kadın.
''Peki Özcan bey!'' Sinirle topuklarını vura vura odayı terk etti.
''Bak ya!! Bir de atar yapıyor...!'' Sinirle bağırıp ofladı genç adam. Bir türlü odaklanamıyordu. Derince soluyarak arkasına yaslandı. Nefes alamıyordu. Kravatını gevşetip soluklanmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON | bxb
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Kovulduğu kafeden sonra iş arayan Batu'nun, iş için başvurduğu barın sahibine, yani patronuna aşık olması hiç hesapta yoktu... Başlangıç:10.10.2020 Bitiş:12.12.2020