Seni üzmek için gelmedim.
Kokunu çekti inan tenim.
Nedensiz, sebepsiz değil.
Kapında, kapında günlerim.(Bendeniz - Kapında Günlerim)
▪︎
14 yıl önce
Fırat ile babası kahvaltı masasındaydılar. Yedikleri iki – üç lokmadan ibaretti. Sadece açlıklarının onları rahatsız etmemesi için yiyorlardı.
Babası yediklerinin üzerine bir bardak suyu içtikten sonra bardağı bırakıp Fırat'a yöneldi. "Sen Fulya'nın yanına git. Ben de mahkemeden sonra yanınıza geleceğim."
"Bu kadarcık mı yani? Bitecek mi sonra?" diye sordu Fırat durgun bir ses tonunda. Babası malum ifadesiyle başını öne doğru salladı.
Kendince "Fulya'ya da ondan sonra söyleyeceğiz artık." derken Fırat'a da "Sen bir şey demedin, değil mi?" diye sordu.
"Söylemedim ama bu zamana da bırakmasaydık." diye cevapladı. "Her şey olup bittikten sonra söylemek onu daha çok üzer."
"O da annenin durumunun farkındaydı ki. Senin kadar üzülür o da."
Fırat iç çekerken babası da ayağı kalkıp omzundan "Hadi..." diyerek tuttu. İstemeye istemeye de olsa Fırat babasının bu çağrısı ile ayaklandı.
*
"Nasılmış bakalım bizim solungaçlı prensesimiz?" diyerek Fulya'nın yatağının kenarına oturdu Fırat. Fulya balıkları çok sevdiği ve hastalığından dolayı solunum desteği aldığı için onları solungaca benzetir ve ona öyle hitap ederdi.
"Sırf hasta olduğum için prenses diyorsun bana, biliyorum." dedi Fulya alıngan bir tavırla. "Tarla faresi oluyorum diğer günler."
"Sana da ne yapsak yaranamıyoruz."
"Beni uyurken yatağımdan alıp kahvaltı sofrasına oturtmuştun, hatırlatırım."
Fırat eliyle yataktan destek alıp ayağa kalkarak "Gidiyorum ben o zaman." dedi. Fulya, abisinin kolundan tutup "Tamam tamam." diyerek onu durdurmaya çalıştı. Fırat buna karşılık tekrardan aynı yere oturdu.
"Yine oyun mu oynamak istiyorsun?" diye sorduğunda Fulya başını öne doğru salladı. "Sen çok konuştun, daha da konuşursun. Şimdi konuşmalı bir şey oynayıp solunumunu güçleştirme." dedi Fırat buna istinaden.
Fulya kenarda duran defter ile kaleme uzanıp "Adam asmaca?" diye sordu. Fırat onu "Tamam, hadi." diyerek onayladı.
Abisinden onayı alan Fulya boş bir sayfa açıp yan yana 11 tane kısa çizgi çekti. Ardından oyun gereği adamın uzuvlarını tek tek çizmek için asılacağı direği çizdi.
Fırat "Sesli harf söylemek yok, değil mi?" diye sorduğunda Fulya başını iki yana salladı.
"Ne tür bir şey peki?"
"Söylemem."
Kardeşinin bu hareketlerine karşılık uğraşmak yerine harf söylemeyi tercih etti. "K"
Fulya adamın başını çizmişti.
"L o zaman?" diyerek düşüncesini dile getirdi Fırat. Yaptığı tercih de doğruydu ki 7.çizginin üzerine L harfi yazıldı.
"Bir özgüven patlaması yaşayarak kombo yapıyorum o zaman. M ile S çünkü Türkçe de gayet bol bulunuyor."
Fulya ufak bir ses çıkaracak biçimde alkışladıktan sonra söylenen iki harfi de yerine yazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime Bıraktığın Tohum
Romance"Dicle ben, senin hastalarından olan Dicle Esendemir. Bunu da senin için yazıyorum Fırat. Muhtemelen defterin nereden geldiğini merak ediyorsundur. Bu yazıyla birlikte bunları öğreneceksin." Okuduğu ilk paragraf ile şaşkınca başını kaldırıp etrafına...