0.4

1.1K 103 21
                                    

Bir sonraki bölüm Cumartesi demiştim. İlk dakikaları dememiştim ama...  

İyi okumalarr  ♡

Evdeki Saat - Uzunlar V1

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evdeki Saat - Uzunlar V1

0.4

Uzunlar yanıyor arabamızda

Bu ışık hepimize fazla

Geceyi böler

Arabanın içini dolduran müziğin sözleri beni küçük bir ana götürüp gülümsetmişti. Annem ve benim ısrarlarımla babam iş yerinden bir günlüğüne izin almış ve günü birlik şehir dışına çıkmaya karar vermiştik. Sanırım iki yıl öncesindeydi ve havanın pek sıcak olduğu söylenemezdi. Sabah henüz dokuzken yola çıkmıştık ve daha beş dakika olmadan ben ve babam küçük bir kavgaya tutuşmuştuk. Oyun havası açıp duruyordu ve ben yolculuk yaparken oyun havası dinlemeyi sevmiyordum. Eğer kollarımı iki yana açıp manyak gibi oynamayacaksam ne anlamı vardı ki?

Sonunda bluetooth ile kendi şarkı listemden bir müzik açmıştım. Onların beğenmesi için o kadar aramıştım ki şarkıyı. Babam söylenip durmuş, annem babama katılmış ve en sonunda Eren bacaklarımdan kafasını kaldırıp bu şarkıyı açmıştı. 'Biz bunları seviyoruz, yolculuğun yarısında siz yarısında biz dinleyelim' demişti. Ama babam 'siz ne biçim şeyler dinliyorsunuz' diye söylenmeye devam etmişti.

''Lal,'' dedi ben dudaklarımı oynatarak şarkıya eşlik ederken. Gözlerimi sokak lambalarının ışıklarından alıp ona çevirdim. Kısa bir an bakıp tekrar yola döndürdü bakışlarını. ''Lal. Adını söylemek hoşuma gitti. Çok güzel.''

Gözlerimi kaçırarak ''Kaç yaşındasın?'' dedim çekingen bir tavırla konuyu değiştirmek istercesine. Biri bana iltifat ettiğinde tuhaf şekillere girip ezilip büzülmek gibi hareketlerim vardı. Sevmediğim özelliklerimden sadece biriydi. İnsan gibi teşekkür edip geçsene, değil mi?

''19. Sen?''

''18.''

''Üniversite için gelmiştin, değil mi?''

''Evet ama,'' Kaşlarımı çattım. ''Sen nereden biliyorsun?'' Omuzlarını silkti ve uzanıp müziğin sesini biraz kıstı. Artık sözlerini anlayamıyordum ve sadece melodisi yankılanıyordu arabada.''Vuslat'ı sıkıştırmış olabilirim. Bu arada biz gidiyoruz da evin nerede?''

''Biraz erken sormadın mı, soruyu?'' Kahkaha attığında ben de ona eşlik ettim ve adresi açıp gösterdim.

''Haa, şu geçen karşılaştığımız parkın yakınlarında.'' Yüzünü telefondan bana çevirdi. ''Değil mi?''

''Hı hı,'' dedim ve telefonu kapatıp cebime sıkıştırdım. Yaklaşık beş on dakika sonra neredeyse her gün alışveriş yaptığım bakkalın önündeydik. ''Buradan dümdüz git. Pembe bina.'' Kafasını salladı ve tek elini direksiyondan çekip yüzüne düşen kısa saçlarını geriye yatırdı ama yeniden yüzüne düştüğünde ofladı ve kafasını iki yana salladı.

BU GECE SENİ ÇİZDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin