0.5

1K 93 18
                                    

Harry Styles - Golden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Harry Styles - Golden

*Ben başka bir şarkıya aşık olana dek Dünya'nın en güzel şarkısını bu ilan ediyorum.

0.5

Nihayet arkadaşları gitmiş ev derin bir sessizliğe gömülmüştü. Ve ben de rahatça odamdan çıkabilmiştim. Saat neredeyse ikiye geliyordu ve ben açlıktan ölmek üzereydim. Evet, yeni tanıştığım insanların yanında çok yemek de yiyemiyordum. Çünkü neden yiyeyim? Odamın kapısını yavaşça kapatıp koridorun ışığını yaktım ve mutfağa girdim. Eve girdiğinizde sizi karşılayan geniş kare koridor tüm odalara açılıyordu ve bu beni her odamdan çıktığımda garip hissettiriyordu. Benim evimde birbirine bağlı üç, birbirinden farklı boyutta koridor vardı. Bu ev fazla açıktı ya da ben aptalca şeyleri düşünmeyi seviyordum.

Mutfağa girip hangi günden kaldığını bilmediğim makarnayı dolaptan çıkardım. Tabağa koyma gereği duymadan küçük tencerenin kapağını tezgâha koydum ve ketçap sıkıp kaşığımla beraber tekrar odama döndüm. Tencereyi masanın üzerine koyup rastgele bir youtube videosu açtım. Makarnamla eş değer olarak videoda bittiğinde yüzümde kocaman bir sırıtışla yatağa yattım. Uyumak istiyordum. Gerçekten uyumak istiyordum. Bu gece uykuya direnemeyecek kadar yorgundum. Her anlamda. Kulağıma kulaklığı takıp saatlerce uğraşarak hazırladığım çalma listelerinden birini rastgele açtım ve kulaklığın kablosunu düzeltip telefonumu yastığın altına sıkıştırdım. Gözlerim beşinci şarkının sonlarında yavaşça kapanırken dudaklarım şarkıya fısıldayarak eşlik etmeyi bırakmıştı.

...

''Uyan! Wake up, wake.'' Yüzümü buruşturup üzerimden çekilen yorgana uzanmaya çalıştım. ''Hayır, kalk hadi.'' Gözlerimi hala açamazken boynuma dolanan kulaklığı çekiştirdim. ''Yağmur, git başımdan.''

''Saat 3, Lal. Three. Üç. Drei.'' Bu sefer Pelin yüksek sesle konuştuğunda sinirle bir anda yataktan doğruldum. ''Lan, ben daha gözümü açamamışım. Türkçe bile anlamıyorum, ne diyorsunuz siz?'' İkisi de kahkaha atmaya başladığında ayakuçlarıma kadar indirdikleri yorgana uzandım ve üzerime geri çektim. Hayır, komik miydi? Ben gülmüyordum. Uyuyamadığım saatlerin acısını çıkartmam gerekiyordu benim. Saatin kaç olduğu umurumda değildi.

''İyi, biz balkonda çay içiyoruz. İstersen gelirsin.'' Elimi kaldırıp salladım ve yan dönüp elimi bacaklarımın arasına sıkıştırdım. Kapım sertçe kapandığında gözlerim kapalıyken gözlerimi devirdim. Henüz bir dakika bile olmadan sinirle yorganı tekmeleyerek gözlerimi açtım. Zar zor uyumuştum zaten, tekrar uyuyabileceğimi sanmıyordum.

Dolabımın önüne geçip dizlerimin altına kadar uzanan flamingo desenli yeşil çoraplarımı giydim ve kapıyı açıp ardımdan kapatarak çıktım. Geceliğimin eteklerini çekiştirerek mutfağa gidip kendime bir kupa çıkarıp demli bir çay doldurduktan sonra balkona gidip yanlarına oturdum. Yağmur'un telefonundan kısık sesli bir müzik konuşmalarına eşlik ediyordu. Ben gelip kafamı Yağmur'un omzuna yasladığımda parmaklarını ensemdeki saçlara götürüp tarar gibi hareket ettirdi. ''Günaydın.''

BU GECE SENİ ÇİZDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin