1.3

951 99 23
                                    

Wrabel- The Village 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Wrabel- The Village 

1.3

''Batuhan,'' dedim kısık sesimle. Duyduğundan emin olamadığımda boğazımı temizledim. ''Batuhan, beni burada bırak.'' Kırmızı ışık yandığında yavaşladı. Eve birkaç sokak uzaklıktaki parkın yakınlarındaydık. Kızlara hesap verecek durumda olduğumu sanmıyordum. Doğruları söyleyemeyeceğime emindim ve söyleyecek yalan bulamamıştım henüz. Çünkü yol boyunca başımdaki ağrının geçmesi adına uyumuştum.

''Neden?'' dedi ve direksiyonun üzerinde parmağıyla ritim tutmaya bir son verdi. ''Sadece bıraksan?'' diyerek kafamı kırmızı ışıktan ona çevirdim. ''Olur mu?'' Kafasını salladı ve uzanıp arkadan sırt çantamı aldı. ''Tamam, ama bir şey olursa haberim olsun. Her an gelebilirim.'' Minnetle gülümsediğimde kucağıma bıraktığı çantayı bir omzuma taktım.

Elim son anda kapı koluna uzanacakken durdum. ''Kızların geldiğimizden haberi olmasın. Bu gece eve gitmeyeceğim.'' Kaşları çatılırken ben çoktan kapıyı açıp dışarı çıkmıştım. ''Lütfen,'' dedim itiraz edeceğini anladığımda.

''Peki, görüşürüz.'' Kafamı sallayıp kapıyı kapattım ve pijamamın cebinden telefonumu çıkardım. Hava kararmak üzereydi ve ben bir parkın yanında sırtımda kocaman bir sırt çantası pijamalarımla öylece dikiliyordum. Sanırım yanımdan geçenlerin garip bakışlarını bir miktar hak ediyordum.

Rehbere girip adını bulduğumda bir süre öylece ekranda gezindi gözlerim. Kıza görüldü at, cevap verme. Şimdi de ona mı gideceksin? Tam olarak onu yapacaktım. Çünkü şuan olmak istediğim tek yer onun yanıydı sanırım. Telefonu kulağıma yasladığımda henüz bir kez çalmıştı ki anında aramayı kabul etti ve sesini duydum. ''Alo, Lal?''

Seslice nefesimi dışarı verirken ''Sana gelebilir miyim?'' dedim direk lafı evirip çevirmeden.

''Bekliyorum.''

...

Uzattığım saç havlusunu alırken ''İyi misin?'' diye sordu bir kez daha. Kafamı iki yana olumsuzca salladım ve ıslak tutamlar yanaklarıma yapıştı. Vera havluyu koltuğun koluna bırakıp yanıma oturdu. ''Anlatmak ister misin?'' Kafamı tekrar iki yana salladım. Konuşmak istemiyordum. Neredeyse bir saat önce gelmiştim Vera'nın yanına. Başımın ağrıdığını söylediğimde de duşa girmemi istemişti. İtirazlarım bir işe yaramamış ve ılık bir duş almıştım. Baş ağrıma iyi gelmediğini söyleyemezdim.

''Pekala,'' diyerek öne doğru uzandı ve burada olmasının mantığını çözemediğim gece lambasını açtı. Salonun ortasında neden bir gece lambası olurdu ki insanın? Loş ortam biraz daha aydınlanırken geriye doğru yaslandı. Bir süre ben gece lambasını izledim, o beni izledi. Sonunda bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde beni küçük bir tebessümle karşıladı. Gözlerim tekrar dolarken öne doğru atılıp kollarımı beline doladım. Yüzümü karnına gömdüğümde koltukta biraz daha geriye kaymış ve beni üzerine çekip kollarını bana sarmıştı.

BU GECE SENİ ÇİZDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin