2.1

745 72 4
                                    


KOT- Hayalet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KOT- Hayalet

Ghazal Shakeri- Shab Afaridi

2.1

''Lal, iyi misin?''

Dizlerimin üzerine yere yığıldım. Ellerimi kulaklarımın üzerine bastırdım. Sesler susmuyordu. Sürekli konuşuyorlardı, kurdukları cümleler canımı yakarken Vera'nın sesi çok uzaklardan geliyor bana ulaşmıyordu. Dudaklarının hareket ettiğini görüyor, ellerini kollarımda ve yanaklarımda hissediyordum. Bir süre sonra o da kayboldu.

Geriye sadece sesler kaldı. Canımı yakan cümleleri haykıran o sesler, kulaklarıma kapanan ellerimi hiçe sayıp yine de bana ulaşıyordu. Çünkü ses kafamın içinde yankılanıyordu. Lal! Lal, Ellerimi bırakma sakın. Hayır, hayır. Duymak istemiyordum. Ellerimi biraz daha sıkılaştırdım, tırnaklarım kafamın derisine saplanmıştı.

Zihnimin derinlerine gömmeye çabaladığım o sesi duymak, o anıları tekrar hatırlamak istemiyordum. Kalbimi kırıyorlardı. Onun artık burada olmaması, bunun sebebinin ben olmam ve daha nicesi çok acıtıyordu.

''Lal, bak ne aldım?'' Kulaklarıma dolan başka bir sesle beraber göz kapaklarım gözlerimin önüne örtüldü. Bir odadaydım. Mor, beyaz dalgaların olduğu halının üzerinde sırt üstü yatıyor ve sarı ojeli tırnaklarımın üzerine daha hızlı kuruması için nefesimi üflüyordum. Aynı zamanda gözlerim tavana yapıştırılmış sticker ve posterlerde dolanıyordu. İstanbul'daki evimin, her duvarı farklı renge boyalı odasındaydım. Sanki o anı şuan yaşıyordum, olacakları biliyor fakat geçmişte oynanan senaryoyu değiştiremiyordum.

Yaşamak istemedim, o anı tekrar yaşamak, kalbimde hissettiğim burukluğu yeniden tatmak istemedim. Gözlerimi aralamaya çalıştım, olmadı. Kafamın içinde oynayan o anıdan kopmak, geçmişin içinden kopup şimdiye dönmek istedim. Ama her istediğimin gerçekleşmeyeceğini küçükken birçok kez deneyimleyerek fark etmiştim. Yine de istedim.

Ojelerimi bozmamak adına yerimden kıpırdamadan ve ayırdığım parmaklarımla kafamı geriye atarak kapıya baktım. Arda, iki elindeki ve bileklerine taktığı poşetlerle kapıyı kalçasıyla kapatmış ve yanıma gelmişti. Yatağın üzerine bıraktığı poşetlere bakarken ''Kalk,'' dedi. Kaşlarımı çattım.

''Bu ne Arda abi?'' Ona Arda dememden gram hoşlanmıyordu fakat hep bir abisinin olmasını isteyen ben bunu sürekli dudaklarımın arasından kaçırıyordum. Bu sefer takılmadı buna ve heyecanla gülümsedi. Eli sürekli yanağında dolaşıyor ve başparmağı çenesinin altındaki çukurlaşmış izde dolanıyordu. Kaşlarım mümkünmüş gibi biraz daha çatıldı. ''Sen iyi misin?''

Kollarını birbirine doladı, elleri dirseklerini kavrarken kafasını 'iyiyim' anlamında salladı. ''Poşetlerin içine baksana.'' Onu ikiletmedim. Ellerimi yere koyup kendimi kaldırdım. Tırnaklarımın kuruduğunu biliyordum ama öyle olmasa bile merakım bunun önüne geçmişti.

BU GECE SENİ ÇİZDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin