- - -
30| Öğrencilerinden biriyle ilişki yaşıyor
Zil sesi. Beynimin içinde çalan bir zil sesi.
Kesinlikle böyle uyanmaktan nefret ediyordum. Hafta sonuysa, Min Yoongi'nin yanında uyuyorsam ve en sevdiğim pijamalarım üzerimdeyse, sabah kendi kendime uyanmam gerekirdi.
Ya da sevgilimin yanaklarıma konduracağı minik öpücüklerlerle.
"Kapı çalıyor."
Yoongi mırıldanarak bana daha sıkı sarıldığında, gözlerimi açmamak için direnircesine göz kapaklarımı iyice sıktım ve ona doğru dönüp boynuna girmek için cebelleştim. Bunu anlaması biraz uzun sürdüğü için çok yardımcı olmadı ama sonunda ona olabildiğince yaklaştığımda belimdeki kolunu daha da sıkıladı ve saçlarımın üzerinde kalan burnundan derin bir nefes soludu.
"Jimin.." dedi yeni bir zil sesi eve yayılırken. "Kapı çalıyor."
"Biliyorum." dedim. Yeni uyandığım için sesim zaten boğuk çıkıyordu. Ekstra olarak hissettiğim susuzluk, kuruyan boğazım kelimenin seçilmemesine yol açmıştı.
Gece öyle tuhaftı ki ne zaman uykuya daldığımı hatırlamıyordum bile. Anımsadığım son şey utandığım için Yoongi'ye bakmamak adına acele edişim fakat onun gülerek sürekli beni takip edişiydi.
Tabii bir de pijamalarımı giydirdiği kısımlar falan vardı ama neyse ki ışığı kapatmasında ısrarcı olmuştum da o anlarda o kadar da zorlanmamıştım.
Siktir.
Gözlerimi kocaman açıp hemen dibimdeki beyaz boynuna baktım.
Tamam, artık o kadar da beyaz olmayan boynuna baktım. İzlerimi taşıyan tenine.
Dün ne yaşamıştık biz öyle?
"Kapı!" Panikle bağırarak kollarından çıkmaya çalıştığımda Yoongi refleksle elini kulağına götürmüş ve sırt üstü döner gibi olurken gözlerini kısmıştı. Muhtemelen kulağının dibinde fazla bağırdığım için uykusunun arasında şok geçiriyordu ama ben de geçiriyordum işte.
Kalbim benden daha çok geçiriyordu.
Düşe kalka yataktan ayrıldığımda yeniden "Kapı," dedim. "Kapıya bakayım."
Ve zile basan her kimse, evde olduğumuza epey emin olsa gerek, bir kez daha bastı ve benim koşmama neden oldu. Yoongi çok fazla arkadaşa sahip değildi. O yüzden seçenekler sınırlıydı. Ya annem gelmişti, ya annem evden birilerini yollamıştı ya da Namjoon hyung sürpriz yapmak istemişti.
Yarım yamalak açtığım gözlerim ve şiştiğine emin olduğum dudaklarımda kapıyı hızla araladığımda "Evet?" demek üzereydim. Fakat harfler boğazıma takıldı. İstemsizce bir adım gerilerken "Bay Kim?" dedim saf bir şaşkınlıkla. "Ne işiniz var burada?"
Üzerinde okulda giydiğine benzer bir takım vardı. Her zamanki gibi kravat takmamıştı ve gözlükleri yüzündeydi. Bakışları boynumda sabitlenince reflekssel olarak elimi boynuma götürürken buldum kendimi.
"Sana da günaydın Jimon."
"Adım Jimin."
"Evet, her neyse işte." Eliyle havayı savurur gibi yapıp omzumdan beni itip izinsizce içeriye daldığında şaşkınlıkla ona bakmaya devam ediyordum.
Hafta sonuydu, sabahın körüydü, kargalar daha bokunu bile yememişti, uykusuzdum ve şu an yaşadığım olayı algılayamayacak kadar beynim pelteleşmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teenager : yoonmin ✓
Fanfictionbenim için sadece bir öğretmen değilsin hyung, bunu sen de biliyorsun