özel bölüm³ • xlıı

15K 1K 1.8K
                                    

- - -

42| Biraz daha alçalırsan yanlışlıkla üstüne basacağım

Su kaynatmak için açtığım makinenin kırmızı ışığı yeşile döndüğünde ve tık sesi geldiğinde yapabildiğim tek şey göz devirmek ve "Saat sabahın yedisi!" diye bağırmaktı çünkü lanet olsun ki saat sabahın yedisiydi, harika bir hafta sonuydu, geceden kalmaydım ve sevgilimin kollarında neredeyse ikindi vakti olmak üzereyken uyanıp baş ağrısı yüzündn sızlanarak ondan öpücükler alabilecekken iğrenç bir kapı sesine uyanmıştım ve karşımda gördüğüm o yüz kardeşimden başkasına ait değildi. 

Bu da harika diye tanımladığım hafta sonumun bok olacağı anlamına gelen o şahane işaretti işte. 

"Annemlere bu saatte yola çıkmalarını ben söylemedim tamam mı?" Isırdığı sandiviçini yutma gereği bile duymadan ağzındaki tüm o iğrençlikleri görmeme müsaade ederek benim midemi daha çok bulandırmaya ant içmiş gibi konuştuğunda onun da en az benim kadar uykusu olduğu belliydi. "Ona evde tek başıma kalabileceğimi söyledim çünkü kimse görmek istemiyor ama büyüdüm?" Hala buna inanamıyor gibi garip bir ifadeyle masaya baktı. "Ama resmen üç yaşındaki çocuk muamelesiyle beni arabaya kadar sürükledi ve buraya getirdi. Üç günlük misafirinizim ve bundan kaçarınız yok."

"Evimde isteyeceğim son şey yatıya kalan bir misafir."

"Bana olan sevgin gözlerimi yaşartıyor."

"Emin ol bu sana verebileceğim en üst seviyedeki sevgi çünkü beni yedide uyandırdın." 

"Hafta içi daha erken uyanmıyor musun?" dedi kendisi de bu durumdan memnun olmadığı halde bana karşı çıkmak için gevelerken. "Okula giderken süslenmen üç saatini aldığı için sabah dörtte uyandığın bilgisine eriştim." Sesi epey imalıydı ama abarttığını ikimiz de biliyorduk bu yüzden ona sadece dil çıkardım ve kaynamış suyumu bardağa koyduğum kahvenin üzerine çekmek için önümü döndüm ve hala puslu olan bakışlarımın netleşmesi için suyu doldurduğum müddet boyunca gözlerimi kırpıştırdım. Pek işe yaradığı söylenemezdi ama en azından biraz fayda ettiği açıktı. "Eee, ne yapacaksınız bugün?"

"Sensiz bir şeyler."

"Çok açıklayıcı oldu. Sağ ol."

"Gerçekten, sensiz bir şeyler." diye tekrarladım. "Akşam bir yemeğe davetliyiz sonra da büyük ihtimalle sevişiriz ve sen odanda sesimizi duymamak için ağlayarak yastığını kulaklarına bastırırsın."

"Gerçekten azgın bir çocuk olduğunu biliyordum ama nişanlandıktan sonra çok değiştin. Birkaç sene içerisinde erkekler hamile kalmaz algısını kıracak bir yol bulacağına dair inancım büyük."

"Bunun konumuzla hiçbir ilgisi yok Beom."

"Yine de hamile kalma imkanın olsa kalırdın. İstemesen bile kalırdın. Yedi yirmi dört seviştiğinize dair güçlü sezgilerim var ve bu mide bulandırıcı. Aşırı derecede vıcık vıcıksınız, düşündükçe kusasım geliyor."

"Aslında pek vıcık vıcık değiliz." diyerek kendi yorumumu eklemeye çalıştım. Bu biraz doğru olsa da büyük oranda yanlıştı ve sanırım düşüncelerimin aksine vıcık vıcık bir çift olmayı çok güzel başarıyorduk. Aptal ergenlerin yaptığı şeyleri yapıyorduk ve pekala, başkasında gördüğümde kusacağım şeyleri onunla yapmaktan zevk almak benim suçum değildi. "Yani genelde kavga ediyoruz?" dedim bu bir şey ifade edecek gibi. "Onu yumrukluyorum ve o da bana küfrediyor ve sonra ben de ona küfrediyorum ve onu yeniden yumrukluyorum ve... Pekala, kabullenmeliyim her halükarda sonu yatakta bitiyor."

teenager : yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin