- - -
21| Ellerinle yemek yediriyordun arkadaşına
"Shh, sakin ol kızım, sakin ol."
Taehyung köpeğini uyarır gibi büyük bir alayla bana doğru eğilip saçlarımı okşadığında öğle arasında ve okuldaydık. Yemekhanenin köşe masalarından birinde tüm grup oturmuş yemeğimizi yiyorduk.
Yani daha doğrusu onlar yiyor, ben de şahit olduğum manzara eşliğinde yemeye çalışıyordum.
"Daha dün beni öldürme planları yapıyordur dediği adamla neden gülüşüyor ya?" dedim daha fazla dayanamayarak sıkmaktan parmaklarımı ağrıtmaya başlamış çubuklarımı tepsime bırakırken. "Niye öyle güzel gülüyor bu herif ya?"
"Ohoooo," dedi Hoseok eğlendiğini her halinden belli edecek bir tavırla arkasına yaslanırken. "Bizimki çoktan sevgili triplerine girmiş."
"Ne alakası var?" dedim gözlerimi devirip önüme dönerken. "Sadece merak ettim yani. Sonuçta sevgili olmak istemiş sonra da birden bırakmış yani Seokj- Bay Kim salak mı, neden Yoongi hyung ile oturup yemek yiyor?"
Arin muzır çocuklar gibi yaramaz bir ifadeyle masaya doğru eğilip bana baktı. "Belki de," diye fısıldadığında ise diğer herkes gibi onun da benimle eğlendiğini anlamam üç saniye sürdü. "Sen kıskançlıktan kudur diye yapıyordur? Hm?"
Eğlendiğini biliyordum. Elbette biliyordum ama söylediklerinin içime kurt düşürmesine engel olamamıştım.
Bakışlarım yeniden girişe yakın duran masaya kaydığında Yoongi'ye odaklandım. Üzerinde italik bir şekilde MIN yazılmış simsiyah olan kupa bardağını avuçlarında tutuyordu. Bu bardağı uzun zamandır elinde görmemiştim çünkü küs gibi olduğumuz bu dönem süresince kullanmamıştı ki bu benim ona hediyemdi. Öğretmenliğe başladığında ona bunu ben almıştım. Daha doğrusu yaptırmıştım. Çokça zarif olduğunu düşünüyordum. Şekil olarak güzel olduğu gibi yazının küçük ve köşede oluşu siyahın üzerinde koyu füme olduğu için belli belirsiz, sadece ışık vurunca görünmesi fazlasıyla hoşuma gidiyordu. Ayrıca tam da onun zevkiydi.
Üzerinde ise siyah takımı ve her zamanki gibi ütülü gömleği vardı. O ince siyah kravatını tamamen sıkıp gereğinden çok daha fazla özenli görünür hale gelmişti. Mesela karşısında oturan Seokjin onun gibi değildi. Dağınık bir lise öğrencisi gibi kravatını bollaştırıp üsten bir düğmesini açmıştı. Eminim o bile Yoongi de güzel dururdu ama olduğu gibi, bu şekilde olmasını tercih ederdim.
Kravatını tutup onu kendime çekmek ve bollaştıran kişi olmayı isterdim.
Hafifçe öksürerek yerimde doğruldum. Zaten inanması güç onca şey yaşamışken şimdi haddimi aşan hayallere kapılmanın sırası değildi.
"Cidden öyle mi yapıyordur?" dedim dudaklarımı nemlendirirken. Bu sayede bakışlarım Arin'i buldu. Ama o çoktan beni boş vermiş, yemeğini yerken aynı zamanda masaya koyduğu telefondan Instagramı gezmeye çalışıyordu. "Arin!"
"Hm?" Başını kaldırdı. "Bana mı dedin?"
"Yok ya dedeme dedim bak şurada oturuyor. Sana dedim kızım başka kime diyeceğim?" Başımla belli belirsiz Yoongi'yi işaret ettim. "Sence beni kıskandırmak için mi onunla oturuyor cidden?"
"Yani, şahsi fikrim o yönde." dedi dudaklarını bükerken takındığı kararsız tavırla. Bunun üzerine Jungkook onaylayan sesiyle "Aynı şeyleri Taehyung'un üzerinde denemiştim." diye mırıldandı ve bu çok normalmiş gibi Taehyung parlayan gözlerle hemen ona eğilip başını omzuna yaslarken "Of.." dedi. "Ne kadar aşık görüyor musunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teenager : yoonmin ✓
Fanficbenim için sadece bir öğretmen değilsin hyung, bunu sen de biliyorsun