xvı • vazgeçiş

15.7K 1.9K 2.7K
                                    

- - -

16| Bana aptalı oynama

"Bak beni o zorladı tamam mı? Kesinlikle masumum!" Hoseok bağırarak oturma odamın ortasında volta atıyordu. "Kapının arkasında seni dinliyorduk. Bay Kim aniden gelip sevgilim falan deyince Arin beni itip aniden bunları söylememi istedi. Şoktan ne yaptığımı bilmiyordum bile."

Her şey sarpa sarmıştı. Bu girdabın içinden nasıl çıkacağımı bilmediğim gibi işin ucunda çıkıp çıkamayacağımı da bilmiyordum.

"Burada tuhaf olan senin çıkıp Jimin'e sevgilim demen değil!" Arin gözlerini büyütmüş kızıl saçlarını geriye iten arkadaşıma bakıyordu. "O adamın gelip Yoongi oppaya sevgilim demesi!"

"Bence asıl normal olan o, herifler meslektaş hani, takılıyorlar falan!"

Tüm olay o kadar garipti ki bende Arin ve Hoseok'un bağrışmasını dinlerken gerçekliğini sorgulamak zorunda kalıyordum.

Min Yoongi sözde annemden öğrendiği doğum saatimde doğum günümü kutlamak için kapımda bekliyordu, bir şekilde bunu görmüştüm. Bana paha biçilemez bir hediye de vermişti. Tam şu an bileğimdeki yerini koruyan o hediyeyi. Şahane bir anlamı vardı ve bunu bilmek bile hala kalbimi hızlandıran ufak bir detaydı. Bir şeylerin düzeldiğini düşünmüştüm. Aradan geçen günlerin ardından ilk defa ona sarılmış, kokusunu solumuş ve bir nebze de olsa rahatlamıştım.

Sonra Kim Seokjin gelmişti. Üst katın merdivenlerini inmiş, sarılmamızı bölmüş ve en önemlisi Yoongi'ye sevgilim diye hitap etmişti. Aklım almıyordu kesinlikle aklım almıyordu.

Her şeyi daha da boktan bir duruma sokan ise Arin olmuştu. Olayları kapının arkasından dinlediği için o anki panik ve şaşkınlıkla Hoseok'u yanıma göndermişti ve Hoseok da bana sevgilim diye hitap edince arap saçına dönmüştü durumumuz. Hepimiz birbirimize şaşkınlıkla bakmaktan başka bir şey yapamamıştık.

Sonra tabii Seokjin o neşeli tavrıyla "Namjoon yukarıda gençler, biz sizi tutmayalım da eve dönelim." açıklaması altında Yoongi'yi kolundan tuttuğu gibi kelimenin tam anlamıyla merdivenlere sürüklemişti.

Bense orada kalmıştım. Bileğimdeki kırmızı bilekliğimle kapımın önünde çökmüş, bir süre soğuk zeminde oturarak arkadaşlarımın beni içeri sokmasına engel olmuştum.

"Şimdi aptal bir oyunun içine dahil olduk." dedi Hoseok gözlerini sımsıkı kapatıp yanıma otururken. "Tanrı aşkına ben eşcinsel bile değilim."

"Neyse ki seni eşcinsel olmaya zorlamıyoruz." Arin gülümsedi. "Sadece öyleymiş gibi davranmanı istiyoruz."

"Hayır istemiyoruz," diyerek araya girerken buldum kendimi. "Kimseyi böyle bir şeye zorlayamayız da Arin. Okul buna çok harika bakmıyor. Hoseok istemezse onu bu işin içine çekemem."

Arin sessiz kaldı. Buna karşı çıkamayacağını kendisi de biliyor olsa gerek kollarını önünde bağlayarak düşünceli bir tavırla arkasına yaslandı. Oturma odasını dakikaların ardından ilk kez sessizlik kapladığında bir müddet o şekilde durduk. Sonunda konuşan ise yine Arin oldu.

"Eğer Hoseok istemezse ben bu işe talibim." dedi ciddi bir sesle. "Sevgilin gibi davranırım tamam mı? Yoongi oppanın yüzünü gördüm. Yeterince şaşkındı."

"Şaşkınlığı bize ne katacak?" Hoseok kafasını kaldırıp tam karşısındaki bedene baktığında hemen onun yanında durmuş aynı şeyi yapıyordum. "Şaşırması çok normal. Konumuzla alakası ne?"

"Kıskandırabiliriz?" dedi biricik arkadaşım harika bir fikir sunuyormuşcasına. "Jimin onu nasıl kıskanıyorsa Yoongi oppa da aynı şekilde kıskanabilir."

teenager : yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin