- - -
4| Matematik öğretmenimle seviştiğin yatakta uyuyamam
Bu hayatta nefret ettiğim bazı şeyler vardı. Sevdiğim insanları paylaşmak gibi. Min Yoongi'yi paylaşmak gibi.
Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Karşımdaki koltukta oturuyordu. Hemen yanında okulumuzun yakışıklı matematik öğretmeni Kim Seokjin vardı ve ben zerre kadar umurlarında değildim. Oysa olmalıydım. Ondan önce buraya gelmiştim. Yoongi için kendi ellerimle sıcak çikolata yapmıştım ve davetsiz misafir olan kesinlikle bu Seokjin denen herifti. Üstelik dönem ödevi olarak üç tane test kitabı bitirmemizi istediğinden beri ondan kelimenin tam anlamıyla nefret ediyorum ve Yoongi'nin okulda en iyi anlaştığı meslektaşının o olması hiç umrumda değildi. Tek istediğim hemen gitmesi ve biricik Yoongi'mi bana bırakmasıydı.
"Eee.." dedi sonunda bakışları bana döndüğünde. Neredeyse bir an için beni fark ettiğine şükredecektim. Çünkü sabahtan beri gözlerimi ona dikmiş somurtarak oturuyordum ve bunu geçirdiğimiz süre zarfında fark etmemesi sahiden imkansızdı. "Jimin'e her gün böyle ağabeylik mi yapıyorsun?"
Sikerler senin ağabeyliğini, diyemedim.
Onun yerine gülümseye çalıştım ama çok zordu. Bunun üzerine Yoongi onu "Sayılır," diye yanıtladığında ise daha da zorlaşmıştı.
Hastalıklı bir sıvı gibi "Böyle mi düşünüyor?" sorusu doluverdi zihnime. Tamam bana ağabeylik yapıyor sayılırdı ama her gün onu bu sorumluluğa mı itiyordum? Başkalarının yüzünü buruşturarak soracağı bir soruya baş kahraman mı yapıyordum onu?
Hiç sanmıyordum. Aksine burada olmam onun işine geliyor olmalıydı. Yemek yapacağı zaman yardım ediyordum, ona kahveler, sıcak çikolatalar, ballı sütler yapıyordum. Çalışması gerektiğinde kesinlikle ayak altında dolanmıyordum ve geceleri ona sarılmamı istediğinde bunu asla geri çevirmiyordum.
Düşününce bile asıl ağabeyliği ben yapıyormuşum gibi görünüyordu.
"Hım," dedi Seokjin beni süzerken. "Ailen uzakta mı yaşıyor Jimin?"
Kaşlarımı kaldırdım. Bunu sormasındaki neden öyle bariz belliydi ki alayla kahkaha atmamak gülümsemeye çalışmaktan daha zor geldi.
"Hemen aşağı kattalar." dedim sesimi düzgün çıkartmaya çalışarak.
"Ah," diye mırıldandı hemen. Bu onun keyfini yerine getirmiş gibi görünüyordu. "Demek Yoongi ile böyle tanıştınız. Komşu olduğunuzu bilmiyordum."
"Burada yaşadığımı mı düşündün?" dedim kendimi kaptırarak ve yaptığım hatayı onun bakışlarıyla ancak fark edebildim. "Yani düşündünüz, pardon."
"Sorun değil." diye mırıldandı ama yüzündeki ifade netçe sorun olduğunu belli ediyordu. "Evet, öyle düşünmüştüm çünkü ne zaman Yoongi ile konuşsak onun yanında olduğunu öğreniyorum."
Yoongi olaya müdahile etmek ister gibi "Biz birlikte büyüdük." dedi. "Jimin doğduğunda ilk benim kucağıma verdiler."
Seokjin'in üzerimde öylesine dolanan boş bakışları anında ilgiyle ona döndüğünde kaşlarım çatılmadan edemedi. Yoongi bu ilginin farkında mıydı yoksa yine aptallığına bağlı oluşan körlüklerinden birine mi denk gelmiştik?
"Sahiden de ağabeyi gibisin yani." dedi aynı ilgiyi sürdürürken. "Hakkınızda konuşulanları duyunca bende biraz şüpheye düşmüştüm doğrusu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teenager : yoonmin ✓
Fanfictionbenim için sadece bir öğretmen değilsin hyung, bunu sen de biliyorsun