4- The Feel

737 35 22
                                    

Brane'in odasına doğru yürürken Gulf günü bitirmenin yanı sıra hala yanındaki adamın söylediklerini düşünüyordu.

Sanki onu çok tanıyormuş gibi konuşup nutuk
çekmesi gerçekten sinirini bozmuştu. İnsanlar birilerini yargılamadan önce o kişinin yaşadıklarını o kişinin yerinde olmayı düşünmeyi ne zaman öğreneceklerdi? Dışarıdan konuşmak her zaman herkes için en kolayıydı. Ama insanların şu an yapmış oldukları her bir davranışın aslında geçmişten gelen nedenleri vardır. Bunu anlamak için dahi olmaya da gerek yoktu oysa.

Keşke bunu tüm insanlar o kalın kafalarına sokabilseler böylelikle üstten üstten konuşmayı da kesmiş olurlar.

Diğer adamsa tüm yürüdükleri süre boyunca yanındaki esmerin çatık kaşlarını fark etse de hiçbir şey söylemedi. Brane'in yanından olabildiğince çabuk ayrılıp kendini eve atmak istiyordu. Uzun zamandır ilk kez giydiği bu kıyafetler de epeyce bunalmasına sebep olmuştu.

Bir sanatçının takım elbise giyip dosyalarla uğraştığı nerde görülmüş. Resmen kendi kendimin başına bela açtım. Hiç kabul etmemem gerekiyordu bu ders işini. Brane geri kalan hayatın boyunca bu iyiliğin bedelini ödeteceğim sana.

İkisi de kendi düşünceleri arasında boğulmuşken çoktan Brane'in odasının kapısına gelmişlerdi. Yan taraftaki oda da Mew'a ayrılmıştı. Ama odanın temizlenip hazırlanması gerektiği için henüz geçip içeriyi görmemişti.

Gulf kapıyı çaldı Brane'in sesini duyunca da içeri girdiler. Brane her zamanki gibi kocaman gülümsemesiyle karşıladı iki somurtkan adamı. Anında aralarındaki negatif havayı sezmişti. Bu yüzden masasından kalkarak ikiliye doğru yürürken konuştu.

B: "Hoş geldiniz ben de tam sizi arayacaktım. Kahveleri hemen söylüyorum. Şöyle oturma alanına geçelim biraz sohbet ederiz hem."

G: "Hocam ben izninize sığınarak kahveyi sonraya ertelesem olur mu? Birkaç işim vardı erkenden halledersem iyi olacak. Sizi de rahatsız etmemiş olurum hem."

Diye eğilerek konuştu. Mew pek şaşırmayarak bir şey söylemeden Brane'in gösterdiği koltuklardan birine çoktan oturmuştu bile.

B: "Gulf beni kızdırıyorsun. Ne rahatsızlığı o ne demek. Ama işin varsa seni zorlamak istemem. Başka sefere mutlaka bekliyorum ama. Ayrıca Mew'a eşlik ettiğin için teşekkür ederim."

G: "Rica ederim hocam kahve sözüm olsun o zaman. İyi günler size."

Diyerek gülümsedi ve Mew'un olduğu tarafa bakmadan odadan çıktı. Brane arkasından düşünceli gözlerle bakıp Mew'un karşısına oturdu.

B: "Adama naptın yahu kaçarcasına gitti. Suratı da beş karıştı."

M: "Suratı hep öyle değil mi zaten?"

B: "Yoo gayet sevimli ve hoş sohbettir yani en azından bana karşı öyledir. Neyse gerçekten bir şey mi oldu Mew?"

M: "Olmadı bir şey sadece kendisi benden pek hazetmiyor olsa gerek. Yoksa bir bana parçalayacakmış gibi bakıyor gördüğün üzere. Her neyse düştü çenen yine kahveleri söyle de içip gideyim. Bu pantolon ve gömlekten bir an önce kurtulmak istiyorum."

Brane gülerek kafeteryanın numarasını tuşladı ve iki kahve söyledi. Onca yıllık dostunun nasıl içtiğini bildiği için sorma gereği duymamıştı.

Mew&Gulf - Harleys in HawaiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin