Düşünceliydim. Aklım iki hafta öncesinde Canip'in söylediği şeydeydi. Her hikayede ana karakter vardır. Bizim hikayemizde ondan üç tane var.
Şimdi fark ediyordum ki bizim hikâyemizde kötü bir karakter de vardı.
Onat Gencer...
Onu tanımıyordum. Karakteri hakkında da pek bir fikrim yoktu. Sadece bazı tahminler yürüterek nasıl biri olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bu çocuk bize burada zor günler yaşatacaktı. Hislerime güvenirdim. Beni yanılttığını pek görmemiştim. Bu yüzden Onat Gencer'i hikayenin kötü karakteri seçmiştim.
Aslından bu iyi bir şeydi. Hikayelerinin sonunda kötü karakterlerin kazandığı hiç görülmezdi. Bizim hikayemizde de böyle olacaktı. Onat Gencer kaybedecek, kazanan biz olacaktık.
Şu an bizi rakip olarak gördüğünden emindim. Özellikle beni. Onunla sona kalmış olmam moralini bozmuş, dayanıklılığım yüzünden şaşkınlık yaşamıştı.
Şaşkınlık yaşadığı diğer şeyse benim pes edip oradan çıkmamdı. Üç dakika kadar daha dayanabileceğimi tahmin ettiğini biliyordum. Puan almak için herkes dayanırdı ama ben çıkmıştım. İşte Onat şu an buna şaşırıyordu ve bence nedenini de merak ediyordu.
Bunu bana olan bakışlarından anlıyordum. Beş dakikadır bakışları üzerimdeydi. Hiç çekmemişti. Rahatsız olduğumu belli etmek için uğraşmıştım ama bir faydası olmamıştı. Çekecek gibi görünmüyordu.
Herkes oldukça sıcak olan 633 numaralı odada ısınırken Umur'un bakışları bana bakan Onat'a kaydı. Aradığımız adamın o olması benim gibi onu da şaşırtmıştı. Buna hala inanamıyordu. "Ondan yardım istememekle çok doğru bir karar verdin Lila. Bu adam bize yardım falan etmez, üzerine dalga bile geçerdi."
"Bunu bildiğim için ondan yardım istemiyorum zaten."
Bakışları bir katilinki kadar ürperticiydi. Onat'tan nefret ettiğini açık açık söylemesine gerek yoktu. Bakışları her şeyi anlatıyordu zaten "Sen aylarca adamı ara dur en ummadık yerde karşına çıksın. Ben böyle tesadüfü sikeyim!" deyip kafasını yanında duran bana çevirdi. "O odadan çıkmayacaktın Lila, bu adam sırf amcası sayesinde torpilli diye üst kata çıkarda üçümüz alt katta kalırsak eğer ben katil olurum kesin!"
Aklım Umur'un söylediği şeyle olacaklara doğru kayarken hemen silkinip kendime geldim. Hayır, düşündüğüm gibi olmayacaktı. Muhakkak üst kata çıkacaktık. Bunun için ne gerekiyorsa yapacaktık. Onat ülkenin en ünlü mafya babasının yeğeni olduğu için burada torpilli gibi yaşayacaktı muhtemelen ama ben ne olursa olsun hakkımızı yemesine izin vermeyecektim. "Dur bakalım henüz hiçbir şey belli değil, daha hafta bitmedi. İyi puan toplarız merak etme."
Bakışlarım o an Canip'e kayarken bizden birkaç adım uzakta üç kızla konuştuğunu gördüm. Bu görüntü gözlerimi devirmeme neden olurken "Canip ne yapıyor orada?" diye sordum.
"Ne yapacak, mesleğini." dedi Umur sinirle.
"Bundan hiç bıkmayacak, değil mi?"
Dudaklarını birbirine bastırmış kafasını hafifçe iki yana sallarken gözlerim bir anda Canip'in yanında duran sarışın uzun saçlı kıza kaydı. Şu an Umur'a bakan kıza. Canip ona bir şeyler anlatıyordu ama kızın ilgisi Umur'un üzerindeydi. Onu beğenmiş olduğu açıkça belli olurken gülümseyerek Umur'a baktım. "Yalnız Canip'in yanındaki kızlardan biri seni kesiyor, haberin olsun."
Hiç o tarafa bakmazken net bir şekilde "İlgilenmiyorum." dedi
"Kıza bir baksan belki ilgilenirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKU BADİ
خيال (فانتازيا)Çocukluğunu iki dostuyla geçirerek büyümüş olan Lila, o akşam arkadaşının çalıştığı hastanenin morg bölümünde yalnız kalmıştı. Başına geleceklerden bihaber oturmuş cesetlerin bekçiliğini yaparken, bir ölünün canlanmasıyla neye uğradığını şaşırır. G...