Sessizlik, bir tür çığlıktır aslında. Ne garip ki duyulmaz, sadece hissedilir.
Şu an yaşadığım şey tam olarak böyle bir şeydi. Aşağıdan gelen ses birden kesilmişti. Sadece sessizlik hakimdi. Ama biliyordum, bu sessizlik söylenmek istenenlerin bastırılmış haliydi. Orada bir şey vardı. Konuşmuştu, duymuştum.
Evet, duyduğum şey bir uğultudan ibaretti ama o uğultu bana bir şeyler demişti. Bunu hissediyordum. Orada ne olduğuna bakmak için yanıp tutuşurken kendimi geri çekip Onat'a baktım. "Sanırım burada bir geçit var."
Dediğim şeye şaşırırken yanıma yaklaştı ve beni geri çekip kafasını içeri soktu. Telefonunun ışığıyla birkaç saniye oraya bakıp geri çekilince "Evet, haklısın bir geçit var." dedi. Düşüncelere dalmıştı. Sanırım ne olabileceğini sorguluyordu içinde.
"İçeri girmeliyim." deyip onu kenara çekince hızla kolumdan tuttu "Delirdin mi?"
Gözlerim etraftaydı. Ne yapıyordum ben? Kamera varken nasıl içeri girerdim? "Bana yardım et, buradaki kamerayı devre dışı bırakmamız lazım." deyince şaşırdı. Kameraları bildiğimi düşünmüyordu belli ki. "Odalarda kamera olduğunu biliyorum." deyince beğeniyle dudaklarını büktü "Vay be! Çözmüşsün."
"Sayende." dedim elini kolumdan iterek. "Söylesene sen nasıl çözdün?"
"Gece dolanırken güvenlik odasına girdim, her şeyi o zaman anladım." Anlamış gibi başımı salladıktan sonra "Burada kamera var mı? diye sordum. "Burada kamera yok, odalar dışında hiçbir yerde yok." deyince şüpheyle kaşlarımı çattım. "Beni kandırmıyorsun değil mi?"
"Hayır."
İşaret parmağımı kaldırmış tehdit eder gibi sallarken sinirle onu uyardım "Eğer yalan söylüyorsan sana pahalıya patlar!"
Bana daha çok yaklaştı ve parmağımı indirdi "Yalan yok." Telefon ışığıyla aydınlanan ortamda kurşuni gözlerine yakından bakarken rahatsız olduğum için onu hafifçe geri ittim. "O halde içeri giriyorum!"
Kolumu tekrar tutarken "Hayır, orada ne olduğunu bilmiyoruz. Ses duyduğunu söyledin. Başın belaya girebilir." dedi.
"Bu çok mu umurunda?"
"Lila, ciddi bir şey konuşuyoruz." deyince kızdım. "Aşağıda biri var. Girip bakmalıyım!"
"Tek olmaz."
"Tamam, birlikte girelim o zaman."
"Hayır, şimdi giremeyiz!"
"Nedenmiş?"
"Aşağıda başımıza bir şey gelirse bundan kimsenin haberi olmaz. Birinin oraya girdiğimizi bilmesi gerekiyor." Onu haklı görürken "Tamam, Eva'yı uyandırır söylerim." dedim.
Beni onaylamıyor gibi başını iki yana salladı "Biraz sonra üst birlikler gece kontrolü yapacaklar. Yarını beklemeliyiz. Gece kimsenin buraya gelmeyeceğinden emin olduktan sonra gireriz."
"Tamam," deyip ona yerdeki kazanı gösterdim "Şunu tekrar yerine sokalım o zaman."
Beni onaylayınca birlikte kazanı alıp makinenin içine soktuk. Geri çekilince birkaç saniye makineye baktım. Oradan gelen ses hala yoktu. Kesilmişti. "Sence orada ne var?"
Onat da benim gibi makineye bakarken "Hiçbir fikrim yok." dedi. Kafamı ona çevirdim "Eva biliyor olabilir mi? Abisi koruyucuymuş." Yüzü yanlış bir şey söylemişim gibi birden düştü "Sanmıyorum, bilse bana anlatırdı."
"Tabii, sonuçta iyi arkadaşsınız!"
Anında eski haline dönerken bana baktı "Kıskandın mı yoksa?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKU BADİ
FantasiÇocukluğunu iki dostuyla geçirerek büyümüş olan Lila, o akşam arkadaşının çalıştığı hastanenin morg bölümünde yalnız kalmıştı. Başına geleceklerden bihaber oturmuş cesetlerin bekçiliğini yaparken, bir ölünün canlanmasıyla neye uğradığını şaşırır. G...