Bir hata başka bir hatayı beraberinde getirir. Benim yaptığım hataysa beraberinde bir hata değil, merak edileni getirecekti.
Onat'ın daha önce yarasına ne yaptığını çok merak ediyordum. Onu yaralamıştım ama şu an bunu yaptığım için suçluluk ya da pişmanlık duymuyordum. Onun neler çevirdiğini görmek için yapmam gerekmişti ve ben de düşünmeden yapmıştım. Şimdi neler olduğunu izleyecektim.
Onat'ın bakışları ona sapladığım sivri uçlu kolyedeyken acıyla yüzünü kaldırıp bana baktı. Bakışlarında anlamlandıramadığım bir şey vardı. Hayal kırıklığı, üzüntü, ya da endişe.
Bunu yapacağımı tahmin etmemiş gibiydi. Ondan etkilendiğimi düşündüğü için zarar verebileceğimi bilemezdi. Ama kendi de biliyordu ki bunu bir amaç için yapmıştım. Ve ben, bir amacım varsa hiçbir şeyi umursamazdım. Şimdi de umursamamıştım.
Bir eli kolyedeyken diğer eliyle kolumu tutup "Ne yaptın sen?" diye sordu.
"Çoktan yapmam gerekeni!" diye cevap verdim. Acıyla geri çekildi. Yavaşça yürüyüp yatağa oturunca "Tanyel!" diye seslendi.
O sırada bana bakıyordu. Ne yapacağını düşünüyor olmalıydı.
Birkaç saniye sonra kapı açılınca "Buyur." deyip Onat'a baktı Tanyel. Sonra gözleri kocaman oldu. Yanına yürüyüp karşısında durunca "Piton!" diye uyardı.
Onat'ın gözleri hala benim üzerimdeydi. Öfkeli görünüyordu "Götür onu buradan!"
Tanyel bana baktı. Bunu Onat'a yaptığım için kızgın görünüyordu. Biraz da şaşkın. Bu kadar ileri gideceğimi düşünmemiş olmalıydı. Hızla yanıma gelince beni buradan götürmek için kolumdan tuttu. Sinirle elini itip "Ben hiçbir yere gitmiyorum!" deyince tekrar kolumdan tuttu. "Gidiyorsun!"
Sert bakışlarım onun üzerindeyken Onat'a çevirdim "Kendine ne yapacağını görmek için kalacağım!"
"Lila canımı sıkıyorsun!" dedi Onat acı içinde. Yüzü solgun görünüyordu. Kazağı kana bulanmıştı. Eli kolyedeyken gözlerini benden ayırmıyordu.
"Kalıyorum dedim!" deyince Tanyel kolumu daha da sıkı tuttu "Gidiyoruz!"
"Bana sakın emir verme!" diye bağırırken ona öyle bir öfkeyle baktım ki şaşırıp elini üzerimden çekti ve Onat'a baktı "Galiba dövecek beni!"
Onat'ın durumu iyi görünmüyordu. Kafasını eğip durumu kontrol etmek için yarasına bakınca sesini sertleştirip öyle konuştu "Tanyel çıkar şunu!"
Tanyel hiç onun dediğini yapmak istemiyormuş gibi görünürken biraz çekinerek yanıma yaklaştı ve "Hadi!" dedi. Benden korkmuş olmalıydı. Sebebi Onat'a yaptığım şey yüzündendi. Her an ona da bir şey yapacağımı düşünüyordu belli ki. Bu yüzden tedbirli yaklaşıyordu.
"Hiçbir yere gitmiyorum!" diye diretince yanıma biraz daha yaklaştı ve yine kolumdan tuttu. "Gitmek zorundasın!" Sesinde öfke yoktu. Daha çok ona bir şey yapacağım korkusu gizliydi.
"Sana bırak diyorum!" diyerek elini sertçe itince "Ah!" diyerek geri çekildi ve parmaklarına baktı. "Tırnağım kırıldı!"
"Tanyel!" Onat onu yüksek sesle uyarınca kız beni burada zorla çıkaramayacağını anlayıp "Çocuklara haber vereyim." diyerek hızlı adımlarla odadan çıktı. O çıkınca hemen peşinden gidip kapıyı kapattım ve üzerinde bulunan kilitle kilitledim.
Bunu yaparken Onat beni izliyordu. "Ne yapıyorsun?" O kadar sinirliydi ki bu sinir acısını unutturacak cinstendi. Ona cevap vermeyip yanına yürüyünce karşısında dikildim "Bana ne yaptığını göster!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKU BADİ
FantasiÇocukluğunu iki dostuyla geçirerek büyümüş olan Lila, o akşam arkadaşının çalıştığı hastanenin morg bölümünde yalnız kalmıştı. Başına geleceklerden bihaber oturmuş cesetlerin bekçiliğini yaparken, bir ölünün canlanmasıyla neye uğradığını şaşırır. G...