Eve döndüm. Hala gözlerimin altı şişti ve ben hala ağlıyordum. Çünkü Masal ölmüştü. Size onu ve onun hayatını anlatmak istiyorum.
İsmi gibi hayaller kurmayı çok severdi. Ama adı gibi, Masal gibi hayaller kurardı. En çokta onun, yani Jhon Sweft'in hayalini kurmayı severdi. Onu hayal edince sanki Jhon yanındaymış gibi hissediyordu. Ona o kadar bağlanmıştı ki ondan vazgeçse veya ona birşey olsa neler yapabileceğeni bilmiyordum. Bir insanın uyusturucuya bağlanması gibi birşeydi onunkisi. Onsuz yapamıyordu. Masal'ın Jhon'a olan bağımlılığına hayranlık denilemezdi. Çünkü Jhon'a resmen aşıktı. Ondan vazgeçemezdi. En zayıf noktası Jhon idi. Jhon Sweft ise aptal bir aktördü. Nesini seviyordu onun bilmiyordum. Tipsiz ve çirkin ördek yavrusuna benziyordu. Ondan hiç hoşlanmazdım. Ama Masal ona aşıktı. Fakat ne yazıkki Jhon denen adamın Masal'dan haberi bile yoktu. Masal'ın canını en çokta bu acıtıyordu.