8.Bölüm

70 13 0
                                    

Takıcıdan çıktıktan sonra karşıda ki ayakkabıcıya da bir göz atmak isteyip mağazaya girdim. Gördüğüm platin mavisi, platfrom bir çizme idi. Ve aklıma yine Masal geldi. O böyle yüksek topuklu çizmelere bayılırdı. Fakat ayaklarını rahatsız ettiği için giyemezdi.

Birşey farkettimde gördüğüm herşey de aklıma Masal geliyordu. Belki de onu sevdiğim ve onu hep yanımda istediğim içindi.

O çizmeleri alıp mağazadan çıktım. Çarşı yolunda yürürken hiç fark etmeden Jhon'un evinin önüne gelmiştim. Ayaklarımın isteklerine karşı koyamamıştım ve buraya gelmiştim. Yani Jhon'un evinin önüne. Ama hayır geri dönmeliydim henüz kendimi hazır hissetmiyordum. Yola dönmüş evin önünden ayrılacakken bir ses geldi. Birisi beni çağırıyordu. Arkamı döndüğümde o, tercüman bayandı. Beni tanımıştı ve beni yanına çağırıyordu.

"Ne oldu? Neden buradasın?"

"Şey...ben aslında teşekkür etmek için gelmiştim."diye uydurdum.

"O gün teşekkür etmiştin ya zaten" deyip yalan söylemediğimi fark etti.

"Evet etmiştim değilmi?"

"Hı hı etmiştin. Bence sen buraya başka bir nedenden ötürü gelmişsin ve nedenini söyleyemiyorsun"dedi. Doğruydu. Söyleyemiyordum. Ama söylemek zorundaydım. Ve söyleyecektim.

"Siz Jhon Sweft'in tercümanı mısınız?"

"Evet öyleyim. Neden sordun?" Masal'ı ona anlatabilir miydim? Galiba ona güvenebilirdim. Güvenmem gerekiyordu. Jhon'a Masalı anlatacak kadar yabancı dil bilmiyordum ve tercümanı bana yardımcı olabilirdi.

"Size birşey anlatman gerek, aslında bunu Jhon'a anlatmam gerek ama size ihtiyacım var ve bu yüzden önce size anlatmak zorundayım."deyip beni dinlemeye hazır bir şekilde bana bakıp "Anlat, seni dinliyorum" dedi. Ve başladım.

"Masal diye bir arkadaşım vardı. Jhon Sweft'e aşıktı."

"Olabilir herkes Jhon Sweft için deli oluyor."

"Ama Masal Jhon Sweft uğruna ölebilecek kadar çok seviyordu ve yaptı. Kendini öldürdü hem de o kahrolası Jhon Sweft için. O pisliğin bir sevgilisi olduğu için. Bunu zapt edemedi. Onu çok kıskanıyordu. Ben onun en yakın arkadaşı olmama rağmen Jhon Sweft'e çirkin desem beni geberte bilirdi. Eminim bunu hiç düşünmeden yapardı. Jhon Sweft'i fazla sahiplenmişti. Sanki Jhon'nun sevgilisiymiş gibi onu kıskanırdı. Jhon Swft'i tanıyana dek olan sevgililerini bile bu kadar kıskanmamıştı. Onlar gerçek olmalarına rağmen onları hiç kıskanmazdı. Jhon Swft'i tanıdıktan sonra Masal kıskanç ve kötü bir kız oldu. En azından Jhon'a sulanan kızlara."

"Peki şuan ölümü?"

"Evet öyle. Onun ile ilkokulda tanışmıştım. İlk arkadaşım o idi. 5. Sınıfa kadar hep beraberdik. 5. Sınıftan sonra okullarımız ayrıldı. 5. Sınıfı ikimizde ayrı geçirmiştik. 6. Sınıfta ailesi onu benim okuluma almıştı. Ve biz tekrar bir araya gelmiştik. Ondan sonra da hiç ayrılmadık. Hep birlikte gezerdik, okula birlikte gidip, birlikte gelirdik. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Bu yakınlığımızı çok kıskanıyorlardı. Kıskananlar genellikle sınıf arkadaşlarımızdı. Masal derslerinde iyiydi ve ben tembelin tekiydim. Diğer sınıf arkadaşlarımız bizi bu sebepten dolayı da kıskanırdı. Sınıfımız çok durgun ve sıkıcıydı. Ben ve Masal ise çok hiperaktiftik. Hiç yerimizde duramazdık. Bu yüzden diğer arkadaşlarla pek uymazdık. Birbirimize fazla zıttık. Buda ben ile onu yani Masal'ı birbirimize daha çok bağlıyordu. Aslına bakılırsa biz halimizden gayet memnunduk."

"Peki şimdi öyle degil misiniz?"

"Aslında o güne kadar herşey çok güzel di."

"O gün..ne oldu?"

"Jhon.. o gün Jhon'u tanıdı. Yani bir sinema filminde gördü onu. O günden sonra Masal çok değişti. Ailesi bile onu tanıyamaz hale gelmişti.

Normalde herkes ile bir dialog içinde olan, o taraftan obir tarafa zıplayan o kız gitmiş, yerini bilgisayarın başından hiç kalkmayan ve bütün gününü duvar da ki posterlere bakarak geçiren birine bırakmıştı."

ÖLÜME AŞIK OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin