Şaşırmıştım. Dergiyi tamamen unutmuştum. En istemediğim fotoyu koymuşlardı hem de. Onunla dudak dudağa olan resim. Başka fotoğrafmı kalmadı sanki. O kadar resimin içinde bunumu seçmişlerdi. Cary'nin yanında Jhon ile resmimi görünce çok utanmıştım. Ondan hoşlanıyor muydum acaba? Yok ya daha iki gündür tanıyordum onu. Bu kadar kısa sürede ona aşık olmuş olamazdım değilmi. Yok yok olamazdım. Ama olabilirde.
"Dergi kapağın da gayet güzelsin. Burda neden öyle değilsin. Hiç dergideki gibi güzel ve seksi durmuyorsun. Daha spor ve günlüksün burada."
"Sanane bu seni ilgilendirmez. Nasıl ve ne tarz giyineceğimi sana mı soracağım."
"Tabiiki hayır. Öyle drmek istemedim ama sen ne anladın bilmem. Sadece burada da o kadar güzel ol istemiştim o kadar."
"Senin içinmi güzel olacağım. Rüyanda görürsün sen onu."
"Neden, benim için güzel olmax mısın? Güzel olmak sadece Jhon Swef'e özel mi?"
"Hayır. Ne güzel olmaya ne de Jhon Sweft ile foto çekinmeye niyetim yoktu."
"Peki neden çekindin o zaman? İstemiyorum deyip vazgeçebilirdin."
"Evet vazgeçebilirdim."
"Neden vazgeçmedin öyle ise?"
"Vazgeçemezdim. Bunu yapmak zodunda idim."
"Değildin."
"Öyleydim. Hem-...hem sen benim neler yaşadığımı nerden biliyorsun da bana bunları söyleyebiliyorsun ha."
"Peki hemen sinirlenme. Ne yaşadın ki? Bana anlata bilirsin."
"Gerçekten de sana güvenebilir miyim?"
"Tabiki, seni dinliyorum."
"Pekala."diye söze başladım. Yaşadığım herşeyi ve buraya gelme sebemimi kısa bir özet geçerek anlattım.
"Artık gitmem gerekiyor."diyerek cafeden çıktım. Cary ise arkamdan bağırarak;
"Seni arayacağım. Eğer telefonunu açmazsan seni öldürürüm anladın mı küçük hanım. " dedi. Yüzüm her ne kadar somurtkan görünsede o an, Cary öyle dedi diye içimde çiçekler açıyor du.