-16-

504 79 1
                                    

Alessi ve Niel geniş salonun tam ortasında dikiliyordu, gözleri birbirine kilitlenmişti. Niel oldukça sakin bir şekilde beklerken Alessi'nin kalbi sanki etraflarında tur atıyor gibiydi. Kolyesini çıkartmıştı, taş sargılı tarafınsdaki elinde duruyordu. Kahverengi bakışlar altında sayısız kez başını öne eğmişti, derin bir nefes alıp bir kez daha kaldırdı yüzünü. Niel yine aynı soğukkanlı ifadesi ile ona bakıyordu.

"Kendine inan." dedi Bay Harrison, tekli koltukta oturmuş bir şekilde salonun ortasında dikilmiş olan gençlere bakıyordu. "Senden büyük şeyler beklemiyorum. Sadece kendini geliştirmen ve keşfetmen için bir adım atman gerekiyor."

Alessi bir başka derin nefes aldı, kafasını hazır olduğunu belli eder gibi salladı. Niel ona yarım bir şekilde gülüyordu çünkü son yarım saattir aynı şekilde kafasını sallayıp hiçbir şey yapmıyordu.

Uzanıp sağlam elini bileğinden kavradı, avucunu alnına düşen saçlarının üstüne koydu. Alessi'nin gözleri korkuyla büyürken Maya oturduğu yerden Niel'a bağırıyordu.

"Zorlama kızı! Hazır olduğunda yapacak zaten."

Niel gözlerini devirdi. "Sabaha kadar burada bekleyemem."

"Hala aynı, hiç değişmemiş." dedi Bay Harrison hafif gülümsemesinin ardından.

Alessi bir eli Niel'ın saçları arasında, diğer elinde taş ile bekliyordu öylece. Bay Harrison gücü olduğunu söyledikten sonra denemesini istemişti, Niel ise hemen gönüllü olmuştu. Bay Harrison'ın üstünde o da zihin ile ilgili güce sahip olduğu için denemek istememişti, Maya'nın ise kasları normal olmadığı için olabilecek sonucu kestiremeyen Bay Harrison onun üstünde denemesini istememişti. Niel gelecek olan soruyu hissederek daha teklif bile gelmeden odanın ortasında dikilmeye başlamıştı.

Tek yapması gereken taşın gücünü hissedip içgüdüsü ile hareket etmekti. Niel'ın zihnine girip hislerini değiştirmek ya da onun geçmişine gitmeye çalışmayacaktı, zaten yapamazdı da. Sadece güçlerini test edeceklerdi, içinde güç olup olmadığına bakacaklardı. Bay Harrison onun çok güçlü olduğunu söylüyordu böylece hemen gücü olup olmadığı ortaya çıkacağından bahsetmişti ama Alessi emin değildi. Senelerdir bu kolye ondaydı ve herhangi bir şey hissetmemişti zihinler ile ilgili. Taşın güçlü olduğunu biliyordu, bunu çok küçükken ilk kez taşı gördüğünde anlamıştı ama o bahsedilen gücü hissedemeyeceğini düşünüyordu.

Gözlerini kapattı hafifçe, kendini sessiz odada karanlığa bıraktı. Başına bir şey gelmeyecekti, büyük bir deney yapmıyorlardı. Sadece taşın gücünü hissetmesi gerekiyordu, tüm yapması gereken buydu. Asıl kolyesine, babasının gücünü aktardığı taşa ulaşmak istiyorsa gücünü keşfetmeliydi. Ailesi hakkında bilgi sahibi olduğu gibi kendisi hakkında da bilgi sahibi olmalıydı. Sınırlarının farkına varmalıydı.

Taşın enerjisinin bir kolundan diğerine aktığını hissetti. Bunun gerçekte mi yaşandığını yoksa sadece kendi hayal gücü mü olduğunu bilmiyordu. Tüm bu olaylardan, duyduğu şeylerden sonra kendi de uyduruyor olabilirdi. Akıllı olduğunu düşündüğü zamanlar çok geride kalmış gibi duruyordu. Daha bir kaç gün önce yüksek bir binanın tepesinden atlamış olduğuna seneler önceki Alessi güler geçerdi.

Tırnaklarını Niel'ın saçları arasına bastırmaya başladı. Bunu yapmak istemiyordu, Niel'ın canını yakmak istemiyordu ama sanki zorlanıyor gibiydi. Sanki bir şey Niel ile aralarına girip gücün aktarılmasını engelliyor gibiydi. Belki de Alessi'nin gücü yoktu, sadece kendi hayal ürünü olan bir şey yüzünden zorlanıyordu.

Etrafında rüzgarı hissetti, sanki odanın içine doluyordu. Gittikçe güçleniyordu ve saçlarının havalandığını hissediyordu. Gözlerini açmak istedi ne olduğunu görmek için fakat rüzgarın oynattığı saçları dışında hiçbir şekilde hareket edemiyordu. Sanki donup kalmış gibiydi. Rüzgar odaya dolarken onu dondurmuştu.

Akuamarin ✔ #Winterfest2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin