-9-

699 102 11
                                    

Yolu doğru hatırladığından emin değildi, en son buraya geldiğinde ona liderlik eden kişi annesi olmuştu. Son gelişinden beri kar tabakası da oldukça değişmişti, aşırı derecede kalınlaşmıştı. Emin olmadan ilerliyordu beyaz ağaçların arasında. Güzargahta güvenebileceği hiç bir şey yoktu.

Niel en arkadan izleri silerek geliyordu. Evin konumu zaten bulunmuştu, izleri silmeye gerek yoktu ama Niel emin olmak için arkada kalmayı tercih etmişti. Alessi büyük bir ağaç dalı bağlamadan ve kalın karda oluşan derin çukurları kapatmadan nasıl ayak izlerini silebileceğini anlamasa da sorgulamamayı tercih etmişti, arkada yürümek istiyorsa yürüyebilirdi.

Bir süre sonra duraklamak zorunda hissetti. Sanki ağaçlar üstüne üstüne geliyor gibiydi, yürüdüğü yolu tekrar yürüyormuş gibi hissediyordu ne kadar dağa doğru eğimde yürüdüklerini bilse de. Bedeni evi bulamayacağına dair ümitsizlikle kaplanmıştı.

Maya Alessi'nin sağlam omzuna elini koydu şefkatle. Artık ona dokunmaktan alıkoymuyordu kendini. Alessi gittikçe daha da yumuşuyordu, etrafındaki kabukları kırarak gerçek dünyanın acımasızlığına doğru kulaç atıyordu.

"Hisset." dedi Maya ormana doğru. "Taş ile aranda bağlantı olmalı. O senin için önemli. Gözlerini kapat ve kalbini aç. Hislerin seni ona götürecektir."

Derin bir nefes alarak mavi gözlerini karanlığa bıraktı. Bunun saçma olduğunu biliyordu, o bir taş koruyucusu değildi ve taşın gücünü hissedip o güce sahip olamazdı ama yapabileceği başka bir şey yoktu. Yolunu bulmanın başka çaresi yoktu.

Daha çok biri ona sesleniyor gibiydi. Sanki arkasındaki kişi Maya değil de annesiydi ve kulağına eğilip nereye gideceğini söylüyor gibiydi. Alessi inanmak istemedi ilk önce, aklının ona oynadığı bir oyun sandı. Her şeyi mantık çerçevesinde açıklar ve yapardı, duygusal biri olmak yerine mantığı ile hareket eden biri olmuştu hep ama şimdi nadir kullandığı duygularını su yüzeyine çıkarma vaktiydi.

Gözünü açtığında nereye gideceğini biliyordu. Maya tekrar yürümeye başladıklarında bir anne edasıyla gülümsedi. Alessi'nin nasıl bir ortamda büyüdüğünü bilmese de adeta kulesine hapsedilmiş bir prenses gibi hiçbir şey bilmeden yetiştiğini tahmin ediyordu. Her şeyi biliyormuş gibi ama gerçek dünyadan oldukça uzak, hayatının temellerini oluşturan kurallara sahip ama hepsi yanlış olan bir şekilde büyütülmüş olmalıydı. Başladığı yolculuğu kızı yıkmak istercesine gerçekleri suratında çarptığında Maya ayakta durmasını sağlayacak birine ihtiyaç duyacağını biliyordu.

Tanıdık kayalar karla örtülmüş olsa da Alessi sonunda eve vardıklarını biliyordu. Bulundukları açıklık onun için oldukça tanıdıktı. Sığınağın eğik küçük girişini göremiyordu ama kayaların sağında kalan büyük kar tepesinin altında olmalıydı.

Vardıkları açıklık tanıdık olsa da evin girişinde onu karşılayan manzara beklediğinden daha kötüydü. Alessi'nin eve bir anda girecek cesareti yoktu, küçük verandanın merdivenlerini tırmanırken adımları oldukça yavaştı.

Camdan yapılmış olan büyük dikdörtgen giriş parkenin üstünde uzanıyordu öylece. Aradan geçen zaman beyaz karları evin içerisine kadar sokmayı başarmıştı. Temkinle atılan adımlarla botların altında ezilen camlar ve karlar evin soğuk duvarlarında yankılanıyordu.

Sol tarafında kalan koridordaki karların altından çıkan siyah asker botunu istemsizce görünce hemen bakışlarını başka yöne çevirdi Alessi. Bunu annesi mi yapmıştı? Kendisi sığınağa giderken annesi yanına gelmeden önce ona zaman yaratmak için evde kalmıştı. Annesinin dövüşebildiğini, soğukkanlılıkla bir adamı öldürebileceğini düşünmemişti hiç, gerçi annesinin bir silahı olduğu da aklına gelmezdi bu olaylardan önce. Annesi onun gözünde hep sarı saçları bakımlı bir şekilde elbisesine dökülen bir prenses olmuştu.

Kızlar büyük ada tezgahına doğru ilerlerken Niel herhangi bir şey bulabilmek adına karların altında yatan bedenin üstündeki karları temizlemeye başladı. Maya ise yavaş adımlarla, endişe dolu gözlerle mutfakta ilerleyen Alessi'nin bir adım gerisindeydi. Bu manzaranın onu ne kadar dehşete düşürdüğünü anlayabiliyordu.

Mikrodalganın önüne gelince durakladı biraz. Sakin olması için nefesini düzenlemesi gerekiyordu, duygularının su yüzüne çıkmasına izin veremezdi. Kalbinin gümbürtüsü az da olsa hafifleyince titreyen parmaklarını mikrodalganın rakamları üzerinde gezdirdi.

Şifrenin kabul olduğu ses evin içinde taklalar atarken Alessi'nin kalp atışları tekrar hızlanmıştı. Büyük mikrodalga görünümlü kapağı aralayarak içinde sadece takı kutusu bulunan kasaya ulaştı. Ev darmadağındı, her yerin didik didik arandığı belliydi ama kimsenin aklına mikrodalga gelmemişti. Güzel yere saklanan kasa, taşı korumayı başarmıştı.

İki kız aralarında duran kutunun içindeki narin parlak mavi taşa bakıyordu hayranlıkla. Alessi sonunda kavuşmuştu değerlisine, ailesinden ona kalan son yadigara. Kutuyu yere atarken titreyen elleri Maya'nın sakin parmakları yardımıyla boynuna yerleştirdi kolyesini. Artık mavi taş ait olduğu yere ulaşmıştı, yerine koyulmuştu.

Kolye boynuna takıldığında Alessi biraz duraklamak istedi, Bir şey hissedip hissetmeyeceğini merak ediyordu. Tanıştığı günden beri duyduklarından çıkardığı sonuçla taşın ona güç vermesi gerekiyordu ya da onu büyüsüyle sarmalaması lazımdı. Alessi kolye boynuna takılınca havalanıp bir tanrıçaya dönüşeceğini düşünmüyordu tabiki de. Sadece farklılığa ihtiyacı vardı, onu bu olanlara ikna edecek bir şeye.

Hiçbir şey olmadı. Alessi bekledi, bekledi ama hissettiği sadece kolyenin ona verdiği cesaret oldu. İlk kez boynuna taktığı gibi sadece sorumluluğunu hissediyordu, sadece onu koruması gerektiğini biliyordu.

"Olduğunuz yere çökün!"

Alessi ve Maya aynı anda girdikleri kapıya çevirdiler bakışlarını. Niel koşarak ikisini de omzundan tuttu ve tezgahın arkasında sakladı. Bulduğu başka bir cesedi incelerken ağaçların arasından gelenleri görmüştü, üç tane takım elbiseli adam bulundukları yere doğru geliyordu.

Niel bir kaç cümlede açıkladı gelenleri, kaçmaları gerektiğini. Maya hızla gidebilirdi ama Alessi'nin böyle bir şansı yoktu.

"Geçen sefer yaptığım gibi çıkabiliriz." dedi Alessi titrek çıkan ses tonuyla. "Pencereden çıkıp sığınağa gidebiliriz. Orada bizi anayola çıkartacak bir geçit var."

Niel kafasıyla onayladı hızla, yaklaşan adım seslerini rüzgar kulağına getiriyordu. "Maya, sen hemen git. Alessi ben de sana zaman kazandıracağım gidebilmen için."

Maya kafasıyla onaylayıp gözden kayboldu birden ama Alessi olduğu yerde donup kalmıştı. Aynı şeyleri yaşamak istemiyordu, yine birini onu korumak için arkada bırakmak istemiyordu.

"Hayır!" dedi sert bir tonla, aynı zamanda da fısıltıyla. "Gitmeyeceğim, kalacağım. Yine aynı şeyi yapmayacağım."

Adım sesleri yavaşça yaklaşırken Niel titreyen kıza baktı. Gözleri yaşlarla doluydu ama güçlü durmaya çalışıyordu karşısında.

"Sakin ol ve bana bak." Parmaklarını kızın çenesine koyarak ona bakmasını sağladı. Mavi gözler yaşların arkasında ışıldıyordu. "Ben bunu halledebilirim. Ve sana söz veriyorum geride kalmayacağım. Sen sığınağın kapısını açtığında hemen yanında olacağım."

Karların altında ezilen cam kırıklarının sesleri açık planlı odayı aşarak tezgahın arkasına ulaştı. Bir merminin namluya sürülme sesi de adım seslerine eşlik ettiğinde Niel sırtını tezgaha yasladı. Alessi gitmek istemiyordu ama yerine koyacağı başka bir planı yoktu.

Akuamarin ✔ #Winterfest2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin