✧
1 hafta sonra"Hey unnie buraya oturabiliriz." Jisoo unnieme boş bir masayı işaret ettiğimde, kafasını sallayarak beni takip etmeye başlamıştı. Masaya ikimizde oturduğumuzda, soluklanmak için kendimize zaman tanımıştık, nedeni ise gezerken baya yorulmuş olmamızdı.
Bir haftadan beri Amerika'daydık, belli başlı birkaç programa katılmış ve şarkılarımızı sergilemiştik. Bu bir hafta içinde de sürekli Jungkook ile konuşuyorduk. Çıkmaya başladığımız günden sonra resmen Amerika'ya gelmiştik. Çok şanssızdım, onu şimdiden özlemiştim bile.
Unnielerime durumu anlattığımda Chae garip garip tepkiler verse de, bunun olacağını önceden kestirdiğini söylemişti. Jennie unniem ise bizim için en iyisinin olmasını dilemişti, çünkü onun ilişkisinin pek de iyi gittiği söylenemezdi. İlişkilerinin açıklanmalarının ardından, uzaklaştıklarını söylemişti fakat ikisi de birbirini seviyordu. Bunu Jennie unniemin heyecanından ve Kai'nin onunla ilgilenmesinden anlayabiliyordum. Jisoo unniem ise dikkatli olmamız konusunda uyarmıştı, dediğim gibi Jisoo unnie her şeyin öncesinde farkındaydı zaten.
"Lisa?" dedi unniem telefonundan başını bana çevirerek, ona sorar gözlerle bakmaya başladığımda ise konuşmasına devam etmişti. "BTS Amerika'da mı?"
"Ne?" sorduğu soru ile kaşlarımı çatmıştım, çünkü bundan benim haberim yoktu. Telefonun ekranında konser biletlerini görmem ile gözlerim açılmıştı. Üç gün sonra Los Angeles'da bir konserleri gözüküyordu. Üstelik biz şu an Los Angeles'daydık ve Jungkook bana bundan bahsetmemişti bile.
"Bilmiyorum, Jungkook'u arayacağım." diyerek telefonumu çantamdan çıkarmış ve numarasına tıklayarak kulağıma götürmüştüm. Birkaç çalış sonrası telefon açılmıştı.
"Güzelim?" sesini duymam ile birlikte gülümsemiştim.
"Jungkook ne yapıyorsun?"
"İyiyim, Jin hyung ile oturuyorduk. Sen ne yapıyorsun?"
"Ben de iyiyim, Jisoo unnie ile birlikte yemek yemeye gelmiştik de sana bir şey soracağım."
"Sor."
"Los Angeles'da konseriniz mi var?" belli bir süre sessiz kaldığında, acaba telefon kapandı mı diye kulağımdan uzaklaştırmış ve kontrol etmiştim. Ama hayır kapanmamıştı.
"Ya! Lisa bunu kim söyledi? Ben sürpriz yapacaktım." gülmeye başladığımda, diğer taraftan birkaç kıpırtı gelmeye başlamıştı.
"Ne sürprizi yapacaktın?"
"Madem sürpriz bozuldu. Ben daha fazla dayanamayacağım, yanına geliyorum."
"Ne? Jungkook ne diyorsun?"
"Neredesiniz siz?"
"Jungkook bu tehlikeli biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum. Ama seni özledim ve artık dayanamıyorum. Bir çaresini buluruz tamam mı?"
"Pekala. Konum atıyorum."
"Tamam. Görüşürüz." son kez sesini duyarken hem şaşkınlıkla hem de onunla görüşebilme heyecanı ile ilk ona konumu atmış, ardından kilitleyerek telefonumu masaya koymuştum. Jisoo unnieme döndüğümde kaşlarını çatmış, beni izlediğini fark ettiğimde, yüzümdeki gülüşümü silmiştim.
"Şey.."
"Ne oldu? Garip garip gülüyorsun."
"Şey unnie Jungkook buraya geliyor." elindeki telefonunu kapatmış ve şaşkınlıkla suratıma bakmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PHİLTRE | liskook
FanfictionYıldızlar gözünü açtığı zaman, gördükleri sadece bizim sırrımız...Kalp kalbe karşı, bunu hepimiz biliyoruz. Sen de hissediyorsun. Birbirine bakan gözler, heyecan verici kalp atışları. Aşık olmak... LALİSA & JUNGKOOK [liskookfanfic...