⁴¹

1.9K 132 96
                                    

İyi Okumalar✨

Üzerimdeki kıyafete son bir kez daha aynadan baktığımda, kabinin arkasındaki sesler daha da artmaya başlamıştı. Kırmızı halı için son on dakika olduğu için herkes telaş içinde bir oraya bir buraya koşuşturuyordu. Ben ise kırmızı halı için kıyafetlerimi giymiştim. Saçlarım önceden yapıldığı için rahattım, büyük ihtimalle kuaförler şu an Jennie ve Chae ile ilgileniyordu. Ben buraya girirken onlar hazır değildi çünkü. Üzerimde Céline'ye ait siyah askılı bir elbise vardı. Tamamı ile vücudumu sarıyordu, bazı yerlerinde de hafif ışıltıları olan zarif bir elbiseydi.

Kızlarda elçileri oldukları markaların elbiselerini giymişlerdi, stilistler birbirimize uyumlu olabilmemiz için genelde siyah ve beyazı kullanmışlardı. Tabi şu an giydiğimiz kıyafetler sadece kırmızı halı içindi. Siyah uzun saçlarıma son bir kez aynada bakarak, uzamakta olan kâküllerimi düzeltmiş ve işimin bittiğini varsayarak kabinden çıkmıştım.

Jisoo unniem bir köşede hazırlanmış beklerken, makyözlerden biri gelmiş ve makyajını tazelemeye başlamıştı. Diğer kızlar son hızla hazırlanmakla meşgullerdi. Ödül törenine çıkmayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki, şu an fazla heyecanlıydım. Ama içimde bir burukluk da vardı, ödül töreni online yapılıyordu yani fanlar olmayacaktı. Bu biraz tuhaf olsa da böyle olmak zorundaydı.

Jisoo unniemin yanına giderek oturduğumda, bana dönmüş ve gülümsemişti makyözde bu sırada rujunu sürmekle meşguldü. "Çok güzel gözüküyorsun unnie."

"Sen de çok güzel olmuşsun Lisa." ruj sürüldüğünden dolayı zar zor konuşmasına gülmüştüm. Komik çıkmıştı sesi. Jennie unniem ayağa kalkarak silkindiğinde bize dönmüştü. O da en az benim kadar heyecanlı gözüküyordu. Elini sol göğsüne, kalbine koyarak derin bir nefes vermiş ve yanımıza gelmeye başlamıştı. "Çok stres yaptım, niye böyle oldu?"

"Sakin ol Jen, sadece uzun zaman oldu. Anlarsın ya." Jisoo unnie dalgaya vererek konuştuğunda hepimiz gülmüştük. Bu sırada Chae'nin de işi bitmiş ve ellerini yanaklarına vurarak koltuğa oturmuştu.

"Tamam ya yaparız, yapmadığımız şey mi?" Jisoo unnie her zamanki gibi herkesi sakinleştirmeye çalışsa da onunda bizim gibi olduğunu anlayabiliyordum.

"Unnie ben lavaboya gidebilir miyim? Ne kadar var?" telefonunu koltuğun kenarından alarak kilidini açmış ve bakmıştı. "Beş dakika içinde burada ol, çabuk gel." onu onaylayarak ayağa kalkmış ve katlanan elbisemi düzelterek odadan çıkmıştım.

Koridordan görevliler geçerken, elimde tuttuğum maskemi yüzüme takmıştım. Koridorun sonundaki tabelaları gördüğümde, aceleyle kapıyı açmış ve içeri girmiştim. Girdiğim birlik Tzuyu ile karşılaşmam ile şaşırarak kapıyı kapatarak ona dönmüştüm.

"Lisa! Çüş! Popoya bak!" aniden bağırması ile yüzümdeki maskemi çenemin altına indirmiştim.

"Ne bağırıyorsun kızım?" elimden tutarak beni etrafımda döndürdüğünde beğendiğine dair mırıltılar çıkarıyordu. "Bu gece bana gelsene." göz kırparak bana baktığında yüzümü buruşturmuş ve elimi ondan çekmiştim.

"Mingyu'yu çağır sen." musluğu açarak ellerimi yıkamış ve kenarda duran peçetelikten peçete alarak ellerimi kurulamıştım.

"Boşver Mingyu'yu canım. Sen ve poponla bir randevuya çıkmak istiyorum ben." dalga geçerek konuşması ile ona gülmüştüm.

PHİLTRE | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin