İyi Okumalar✨
Battaniyemi itelekliyerek yere düşürdüğümde, nefesimi dışarı vererek ayağa kalkmıştım. Yaklaşık bir saattir uyanık olmama rağmen yorganın içinde dönmüş durmuştum. Moralimi düzeltebileceğim herhangi bir şey arıyordum fakat yoktu, iki günden beri kedilerimle ilgilensem bile hâlâ o aklımdaydı. Gün içinde beni birkaç kere aramış ama ben açmadığım için bu işleminden bir süre sonra vazgeçmişti.
Durduk yere kavga etmemiz ve birbirimizi kırmanın anlamını veremiyordum gerçekten. Bu sayede Jungkook'un bir diğer yüzünü de görmüştüm. Sinirlendiğinde ne dediğini bilmiyor olmalıydı ki gerçekten de söylediklerini düşünmeden cümlelere dökmüştü. Benim de ondan kalır bir yanım yoktu aslında, onu sakinleştirmem gerekirken daha çok sinirlendirmiş olmalıydım.
Yalnız kaldığım için daha çok kafama takıyordum. Telefonumu konsoldan alarak salona doğru ilerlemiş ve Jisoo unniemin isminin üzerine tıklayarak, onu aramaya başlamıştım.
"Lisa nasılsın?" Jisoo unniemin sesini duyduktan sonra gülümsemeden edememiştim.
"İyiyim unnie. Ne yapıyorsun?"
"Dizi çekimlerindeyim, biraz önce mola verdik."
"Anladım. Ben de işin yoksa bana gelsene diyecektim."
"Busan'da olmasaydım gelirdim, bir sorun mu var?" yüzümü düşürerek koltuğa oturmuş ve bir süre sessiz kalmıştım.
"Unnie.."
"Ne oldu Lisa? Sesin de bir garip zaten."
"Biz Jungkook ile kavga ettik. İki günden beri konuşmuyoruz."
"Ve sen bana şimdi mi söylüyorsun? Ne oldu da kavga ettiniz?"
"Unnie gelince anlatırım, ben seni meşgul etmeyeyim. Kolay gelsin ve başarılar." bana karşı çıkacağını bildiğim için bir şey söylemesine izin vermeden aramayı sonlandırmıştım.
Jisoo unniem her şeyi ince detayına kadar öğrenme gibi bir alışkanlığı vardı ve olayı öğrenene kadar da rahat bırakmıyordu. Üstelik şu an da sette olduğu için de rahatsız etmek istememiştim.
Chae'yi çağırabilirdim ama büyük ihtimalle onun da işleri vardı. Jennie unniemi de direk Jongin'in yanında olabileceğinden elemiştim. Yalnız kalmıştım işte.
Oflayarak koltuğun üzerinde duran yastığa yattığımda, parkenin üzerinde uyuyan Leo'yu kollarımın arasına yatırmıştım. Biraz huysuzluk çıkarsa da rahat edince yatmaya devam etmişti. Yumuşak tüylerini okşayıp, üzerine öptükten sonra ona sıkıca sarılmış ve gözlerimi kapatmıştım.
Belki biraz da burada uyuyabilirdim. Leo'nun tüyleri çok yumuşaktı ve uykumu da getirmişti açıkçası.
Neden şirkete gitmemiştim ki en azından pratik yapabilirdim, böyle evde olunca ya uyuyor ya da can sıkıntısından patlıyordum. Zaten yaşadıklarımızı gözden geçirdikten sonra üzülmeden de edemiyordum, bu kadar küçük meseleye tabiki ağlamamıştım. Sadece bu kadar saçma bir olaydan ötürü kavga ettiğimize üzülmüştüm.
Tabiki de kavga edecektik her şey masallardaki gibi güzel geçecek diye bir şey yoktu sonuçta. Ama yine de böyle bir olay yüzünden olmamalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PHİLTRE | liskook
FanfictionYıldızlar gözünü açtığı zaman, gördükleri sadece bizim sırrımız...Kalp kalbe karşı, bunu hepimiz biliyoruz. Sen de hissediyorsun. Birbirine bakan gözler, heyecan verici kalp atışları. Aşık olmak... LALİSA & JUNGKOOK [liskookfanfic...