Şahit olduğum manzara karşısında, sonsuza dek aynı kalan bir fotoğraf karesi gibi, dondum.
Gitmek istesem de hareket edemiyordum. Gözlerimi onlardan ayırmayı başaramıyordum. Beynim, vücuduma nasıl komut vereceğini unutmuş gibiydi.
Gürültülü duygular kulaklarımda bir uğultuya dönüştü. Görünmez eller boğazımı sıkıyordu sanki. Hislerin kalbimden taşacak kadar yoğunlaşabileceğini fark ettiğim ilk an buydu.
Dakikalarca orada öylece dikilip bulanık gözlerle Z'yi izledim. Nihayetinde yürüyecek kuvveti kendimde buldum ve nereye gittiğimi bilmeden yalpalayarak yürümeye başladım. Net bir şey düşünemiyordum fakat kafam ölesiye doluydu. Yol boyunca ayağımın altındaki zeminin kaydığını hissettim.
Bir çocuk parkına rastladığımda adımlarım benden izinsiz olarak kesildi. Ne bilmiyorum ama parktaki bir şey bana kendini uzun uzun izlettirdi. Gökyüzünün kapkara olduğu vakitlerde olduğumuz için etrafta kimse yoktu. Akşam soğuğu aniden içime işledi. Park, içinde çocuklar olmayınca çok ruhsuz görünüyordu.
Ayaklarım beni salıncaklara yönelttiğinde karşı koymadım. Alçak salıncağa oturduğumda eskimiş zincirler isyanla gıcırdadı.
Bir çocuk olmama hiç izin verilmemişti. İlk gençlik yıllarımı da ben boşa harcamıştım. Bir mucize gerçekleştiğinde ve zamanda geriye döndüğümde mutlu olmam için bana bir şans bahşedildiğini sanmıştım. Bu defa bir şeyler yolunda gidecek ve ben de artık iyi hissedecektim. Şimdiyse her şey eskisinden bile daha kötüydü.
Ruhumdaki deprem 8.1 şiddetindeydi ve ben, üzerime yıkılan dünyamın enkazı altında kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISIR DÖNGÜ • malik
Short StoryZamanda geriye döndüğünden beri tek amacı, yıllar boyunca uzaktan sevdiği ela gözlü çocuğu kendine aşık etmekti. haziran 2016 - 11 kasım 2020