41/43

74 9 4
                                    

Karşımda oturmakta olan manyak kuzeni boş bakışlarla izledim. Dizlerinin üzerinde bir dosya, elinde ise lacivert pilot kalem vardı.

"Evet," dedi, düz bir sesle, "eminim aklın çok karışıktır ama endişe etmene gerek yok; tüm sorularına yanıt alacaksın. Öncelikle, kendini nasıl hissediyorsun?"

Ona cevap verme zahmeti göstermeden "Sen kimsin?" diye sordum.

Boğazını hafifçe temizledikten sonra tok bir sesle "Ben senin doktorunum," diye açıklama yaptı, "dosyanı eski doktorundan devraldım. Kendisi birkaç hafta önce vefat etti."

Söyledikleri, karmakarışık bir sözcük dizisi olmaktan öte bir anlam ifade etmedi. Bir an önce konuşup gitmesini istiyordum; böylece beni zorla ayırdıkları yatağıma geri dönebilirdim.

"Neden beni takip ediyordun?" diye sordum bu defa da.

Bir an için şaşırsa da kısa sürede kendini toparladı. Elindeki kalemi tak tak dosyaya vurması sinirlerimi bozuyordu.

"Neden bahsettiğini biraz açar mısın?" diye sordu.

Derin bir iç çektim. "Biri devamlı beni takip ediyordu," dedim, cansız bir tonda, "evimize geldiğin gün onun sen olduğunu anladım."

Söylediklerim karşısında en ufak bir panik belirtisi göstermedi. İnkar etmeye de kalkışmadı. Kafasını sallayarak "Anlıyorum," diye mırıldandı yalnızca.

Ruhum, bedenimden çekilmiş gibi bomboş hissediyordum. Halihazırda çok yorgundum ve bu adamın kaçamak tavırları beni daha da yoruyordu.

"Neyi anlıyorsun?"

Cevap vermeyi geciktirince sabır dilenen bakışlarımı tavana diktim. Masanın üstünde duran kül tablasını kafasına fırlatmak üzere olduğumun farkında değil miydi?"

"Açık açık konuşsana," diye bağırdım, sonunda çıldırarak, "neyim var? Hasta mıyım? Delinin teki miyim?"

"Deli değilsin," dedi, benim aksine sakinliğini koruyarak, "şizofreni hastasısın."

Yanımda oturan Alina'nın dudaklarından hayret dolu bir nida döküldü. Onu umursamadan karşımdaki manyak doktora bakarak konuşmaya devam etmesi için ona psikolojik baskı uygulamayı sürdürdüm.

"Şizofreni hastaları sık sık birilerinin kendilerine komplo kurduğunu düşünürler," diye devam etti o da, "bu belirti kendini hastanın takip edildiği hissine kapılması olarak gösterebilir. Seni takip ettiğimi zannetmenin bu yüzden olduğunu düşünüyorum."

Baş ağrım her geçen saniye şiddetini artırıyordu. Yüzümü sertçe ovuşturduğumda aklıma, bana bunu yapmamamı söyleyen Z geldi. Onu hatırlayınca kalbime aynı anda yüzlerce iğne batırılıyormuş gibi bir acı hissettim. Yapmayı asla istemiyordum ama o soruyu sormalıydım.

"Z," dedim ağlamaklı bir şekilde, "gerçek değil miydi?"

Dikkatli bakışları yüzümün her noktasında dolaşırken "Bana Z'nin kim olduğunu anlatır mısın?" diye nazikçe sordu.

Boğazımdan ancak can çekişen bir hayvanın çıkaracağı türden bir inilti döküldü.

"On yedi yaşında olduğunu söylemiştin," dedi, ses tonu yardımcı olmaya çalışır gibiydi, "liseden bir arkadaşın mı?"

KISIR DÖNGÜ • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin