Zaman kavramını tamamıyla yitirmiştim. Sabahı ve geceyi birbirinden ayıramadan yaşayıp gidiyordum. Tek yaptığım oturmak, düşünmek ve acı çekmekti. Ne kadardır bu halde olduğum hakkında bir fikrim yoktu. Belki bir gün, belki birkaç ay ya da yalnızca üç beş dakika... bilmiyordum.
Tuvalete gitmeliydim. Asırlar gibi hissettiren bir sürenin ardından yatakta doğruldum. Tüm kaslarım sızlıyordu. Çıplak ayağımı parkeye değdirdiğimde ayağımın altına bir şey battığını duyumsadım. Eğilip de o küçük nesneyi elime aldığımda bunun bir papatya sapı olduğunu gördüm.
Z'nin bana neredeyse her buluşmamızda getirdiği, ama aslında benim kendim için topladığım onlarca papatya aklıma geldi. Yanaklarım hedefi belli olmayan bir öfkeyle yanmaya başladı. Acıdan başka bir duyguya sahip olmanın güzel olduğunu düşündüm.
Çekmeceyi yerinden çıkardım ve içindeki onlarca kurumuş papatyayı yere saçtım. Boş çekmeceyi yatağın üzerine fırlattıktan sonra kendimi de papatyaların üzerine bıraktım.
Papatya cesetleriyle dolu bu çayırda ölü gibi uzandım ve gözyaşlarım kuruyana dek ağladım. Kalbim özlem içinde kıvranıyordu. Sanki ruhum canımdan çıkıyordu. Onunla geçirdiğimi sandığım her an bir bir gözümün önüne geldi ve geçti.
Öylesine kusursuzdu ki, neredeyse gerçek olmamasını bile dert etmeyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISIR DÖNGÜ • malik
Short StoryZamanda geriye döndüğünden beri tek amacı, yıllar boyunca uzaktan sevdiği ela gözlü çocuğu kendine aşık etmekti. haziran 2016 - 11 kasım 2020