Bölüm şarkıları; Sam Tinnesz, Yacht Money - Play With Fire Bea Miller - S.L.U.T.
Yüzünde hissettiği dudaklarla gözleri aralandı kendi kendine ve yüzüne sinsi bir gülümseme yayıldı. Açık kahve gözlerine bakarken Samael üstüne çıktı ve dudaklarını öpmeye başladı.
Dün geceyi şehvetsiz bir şekilde atlatabilmiştim; fakat şu an olacakları kestiremiyordum. Bedenimi kontrol eden diğer ben Samael'in ensesini tutup kendine çekti ve tamamen yakınlaşmasını sağladı. Kahretsin, onu hissedebiliyordum.
Sert, kemikli elleri kalçalarımı kaldırdı ve tamamen onu hissetmemi sağladı. Erkeksi sesiyle inledi ve üstümdeki tişörtü çıkarmaya çalıştı. Tişörtü kafamdan çıkardığında kapı aniden çalındı ve içeriye adım sesleri doldu.
Samael gözlerindeki saf öfkeyle kapıya döndü ve "İki dakika rahat duramadınız." dedi. Diğer ben hiçbir şey olmamış gibi yatakta doğrulup gülümseyerek Samael'e baktım. Üzerimden çekilmişti ve kapıdaki Josh'la konuşuyordu.
Umurunda olmasa da yerden tişörtü alıp giyen diğer beni izledim. Dün gece Samael'le birlikte Diablo'ya gelmişti. Anneme kim ne demişti ve ne yapıyordu bilmiyordum. Bilincim biraz daha açılınca Lena'nın kaçırıldığını hatırladım.
İçim öfkeyle doldu ve zihnime bütün öfkemi akıtmaya başladım. "Senin aptal sevgilin yüzünden arkadaşıma bir şey olursa keşke aptal dediğim kızı dinleseydim dersin. Beni bunu yapmaya zorlama."
Yüzüne aşağılayıcı bir gülümseme yayıldı, hissetmiştim. Kaşlarım çatıldı ve devam ettim, "Tanrı şahidim olsun ki asırlar boyunca yaşıyor olman umurumda olmaz ve seni yok etmek için elimden geleni yaparım."
Yüzündeki gülümseme az da olsa silinse de geçmemişti. "En son birine ne zaman bu kadar değer verdiğimi hatırlamıyorum." dedi diğer Lilith. "Arkadaşına bir şey olmadı, olmayacak da." Söyledikleriyle beraber kaşlarım çatıldı.
Nasıl bu kadar emin olabiliyordu? Geçen gün her şeyi yapar dememiş miydi? Bilmediğim şeyler biliyordu. "Emin misin?" Sorduğum soru üzerine alaycı gülümsemesi tekrar yeşerdi yüzünde.
Hiçbir şey demeden konuşması biten Samael'e doğru ilerledi. O sırada kapıdan çıkan Josh'la göz göze geldi. Gözleriyle bir şeyler anlatmaya çalışıyordu; ama gözlerimi ondan çekmemi sağlayan diğer Lilith'le, Samael'le göz göze geldim.
Her zamanki sırıtışının yanında başka bir şeyler de saklıydı gülüşünde; ama ne olduğunu çözememiştim. Sert elleri belime sarıldı ve kulağıma sıcak nefesini üfledi.
"Yakında hapsolmana gerek kalmayacak Amica Mea." Parmakları saçlarımda dolandı. "Sonsuza kadar birlikte olabileceğiz." dedi.
Gerçekten ondan kurtulmaya çalıştığını anlayamayacak kadar gözünü ne bürümüştü merak ediyordum. Arkasından iş çevirip yakalanmayı umursamayan diğer Lilith'e hayret ediyordum.
Asırlarca yaşayıp edindiği tecrübelerle artık şeytanı parmaklarında oynatacak kadar bilgiye sahipti. Samael kadar hırslıydı, belki de daha fazla bilemiyordum; ama hırsının gözünü bürümesine ve aklını ele geçirmesine izin vermiyordu.
Aklıyla herkesi yenebileceğini biliyordu ve onun zaferi aklı olacaktı. Bazen Samael'e acıyordum, hırsı sonu olacaktı.
Satranç tahtasında rengim çoktan gri olmuştu, ne Tanrı'nın ne de Samael'indim.
Koyu pembe, sıcak dudakları şahdamarımın üstünü örttü ve kıpırdadı. "Benim için atman hoşuma gidiyor." Lilith yüzündeki ifadeyi bozmadan durmaya devam etti; ama öfkesini hissedebiliyordum. Aklını kullanıp doğru zamanda onu halletmeyi düşündüğü için susuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLİTH
FantasyTanrı bana daha iyi biri olabilirim diye ikinci bir şans vermişti; fakat unuttuğu şey zihnim ve dürtülerimdi. Ben Lilith. Tanrı'nın yarattığı ilk kadın. Bazılarına göre ilk günahkâr, bazılarına göre itaatsiz, bazılarına göre çocukları lanetleyen u...