20.Bölüm/''Ben buradayım.''

1.5K 99 19
                                    

Medyada karakterler var.

''Nasıl?'' diye mırıldandım. Gözlerin üzerimde olması beni rahatsız ediyordu. Yemekhanede sonsuz bir sessizlik hakimdi. Sonunda koşarak kaçmaya karar verdim.

Çıktığım iki kattan sonra Bayan Florran'ın odasına girmiştim. Arkamdan Drew, Anna ve Gabriel de girmişti.

''Ben bir büyücüymüşüm! Tek hareketimle Liam'ı yere yıktım.'' dedim. Açıkcası durumdan memnundum.

''Seni aptal tabiki değilsin. Az önce kolunu tuttuğumda sana bu gücü ben verdim. Birkaç saate geçer. ''

Teşekkürler sevincimi porselen takımı gibi kırdığın için. Tamam ya gerçekten sorun değil canın sağolsun.

''Gerçekten mi?''

''Evet. Böylece bir daha sana insan demezler.'' dedi sahte gülümseyişiyle. Bu kadını sevmiyorum.

Masadaki su bardağını hedef aldım ve elimin iki hareketiyle yere düşüp kırıldı.

''Peki. Gücüm geçene kadar kullanayım bari.'' arkamı döndüm. Dışarı çıkarken son olarak kitapları yere düşürdüm. Arkamdan sadece bakıyordu. Drew, Anna ve Gabriel de peşimden gelmişti.

(***)

''Neredeyse büyücü olduğuna inanıyordum. Evet gerçekten güzel olurdu.''

''Ama değilim. Sadece bir insanım. Bu iş nereye kadar sürecek? Belki de Bayan Florran ile konuşup aşağı inmenin bir yolunu bulmalıyım.'' dedim iç çekerek.

''Ne?! Beni bırakıp gidecek misin?'' dedi Drew elimi tutarak.

''Sende benimle gel. Gerçek, normal dünyaya gidelim. Orada normal bir şekilde yaşayalım.''

''Kimsenin biryere gittiği yok. Lara okul müdürünü bile ayağına getirdin. Sürdüğü yere kadar sürecek bu.'' dedi azarlar gibi Gabriel.

''Bilmiyorum sadece yoruldum.''

''Şu an her şey yolunda. '' dedi Kayla.

''Bahçeye inmek istiyorum... Tek başıma.'' hızla merdivenlerden indim ve uzun süredir uğramadığım arka bahçeye gittim. Ağaçların arasında her zaman gittiğim gizli yere oturdum ve bulutlara baktım. Buradan her şey daha yakındı ve her şey daha güzel gözüküyordu. Güneş gözümü acıtıyordu orası ayrı.

''Bakın burada kim varmış? İnsan kız!'' dedi adını bilmediğim ve tanımadığım çocuk. Elindeki kitaplarla yanıma oturdu.

''Ve sende?''

''Greg, aslında Fizik dersinde ön sıranda oturuyorum.'' dedi gülümseyerek.

''Farketmedim.'' dedim. Gözleri yeşildi ve mükemmeldi.

''Demek büyücüsün. Ne şanslısın.''

''Sen?''

''Pek bir yetenek sayılmaz. Thares. Görünmez olabilme.''

''Şey, Greg. Ben aslında yalnız kalmak istiyorum. Sonra konuşsak?''

''Tabi. İstediğin zaman konuşuruz. Okulda biraz dışlandığını farkıdayım. Dertleşmek falan istersen ben buradayım.'' dedi elimden tutarak.

''Eğer konuşmak isterse erkek arkadaşına gideceğinden eminim.'' dedi birden ortaya çıkan Drew. Neredeyse çığlık atacaktım.

''Siz? Sevgili mi? Ah Drew öyle bir niyetim yoktu. Sadece arkadaş olmak istedim.''

''İyi niyetinden şüphem yok Greg. Ama o elini de alıp gitsen iyi olacak.'' dedi Drew. Gülmemek için kendimi zor tuttum.

''Pe-peki tamam.'' ayağa kalktı ve kitaplarını alıl gitti. Derin bir nefes almıştım.

''Umarım bana neden Greg'in elini tuttuğuna dair bir açıklaman vardır?'' kaşları çatıktı ve korkmuşdum.

''Hayır yemin ederim birden elimi tuttu ben bir şey yapmadım.''

''Şaka yapıyordum sadece.'' güldü.

Çabucak yb yazdım ^-^ Biraz kısa oldu ama :/

Bulutların ÜstündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin