14.Bölüm/ ''Ve sende kurbansın.''

1.4K 94 17
                                    

''Bundan emin miyiz? Yakalanırsak her şey biter.'' dedi Lucas.

''Yakalanmayacağız.'' dedim emin olarak.

''Gene de korkuyorum.'' dedi Gabriel.

''Plan basit. Gabriel ve Liam kapıda etrafı kollayacak. Nely ne olur ne olmaz diye Bayan Florran'ın yanında olacak. Odasının orada. Ben, Ali ve Aiden ve Lexi de kapıyı açağız. Jocelyn de Kayla'nın kimse bir şey söylememesi için yanında duracak.''

''Tamam. Yapalım. Sonuçta Drew'i kurtaracağız değil mi?'' Dedi sevinçle Jo. (Jocelyn)

''Eğer ölmediyse.'' diye söylendi Liam.

''Peki o zaman. Bu akşam olay bitiyor.''

''Bir de bunun sonucu var. Diyelim ki Drew'i aldık. Bayan Florran'dan nasıl saklayacağız? Her şeyi Drew'e nasıl anlatacağız? Ve son olarak bu okulda nasıl kalacağız, yani her şeyi bilirken.'' dedi Aiden.

''Hiçbir fikrim yok. Ama bir çaresini buluruz.'' dedim gülümseyerek.

''O zaman şimdi uyuyalım 4 saat sonra gene buluşuruz.'' dedi Lexi.

Hızla odalarımıza dağıldık. Kayla çoktan uyuyordu. Sessizce yatağıma girdim ve büyük anı bekledim.

(***)

''Ah! Ayağıma bastın Nely.'' diye inledi Liam.

''Şşt sessiz.''

''Şu topuklu ayakkabılarını çıkar yoksa ben kıracağım onları.'' Liam bağırdığında Nely sinirle ayakkabılarını çıkardı.

Sessizce bodrum kata indik ve Ali kapıyı açtı. Benim 10 dakika uğraştığım kapıyı o 10 saniyede açmıştı. İçeri girdiğimizde etraf çok soğuktu ve kapkaranlıktı. Aiden ışığı yaktı ve etrafa göz gezdirdik.

Yerde bir iskelet gördüğümde -bunu tahmin ettiğim halde- büyük bir çığlık atmıştım ki Aiden hızla ağzımı kapattı.

''Bu da ne?'' dedi Alison korkuyla.

''Bir ceset.'' dedi Lexi normal bir şeymiş gibi. Herkes korkmuşken o cesetlere normal bir şekilde bakıyordu.

''Bayan Florran'a da bakın siz. Küçük bodrum katımızda neler de karıştırıyormuş. Şu ileriye bakalım.'' hızla ileriye gittiğimizde etrafta yaşayan -baygın- insanlar vardı.

''Ölmüşler mi?'' dedi Ali titreyerek. İlk kez bir duygusunun olduğunu görmüştüm. Ne kadar iyi biri olsa da bana karşı hem çok sertti.

''Ölmemiş.'' ilerde parlayan Drew'i gördüğümde gene büyük bir çığlık çıkmıştı ağzımdan. Aiden gene hızla ağzımı kapattı.

''Bayan Florran geliyor!'' arkamızdan gelen Liam'ın sesiyle hızla Drew'in yanına gittik ve onu kaldırmaya çalıştık. Ama o kadar ağırdı ki kaldıramıyorduk.

''Onu yarın alırız. Hadi Lara!''

''Siz gidin geliyorum.'' dedim Drew'i taşımaya çalışırken.

''Aiden! Kapıyı üstümüze kapat. Bayan Florran beni farketmez.''

''Saçmalama donarsınız.''

''Bir şey olmaz. Yarın akşam almaya gelin.''

Aiden başını sallayıp kapıyı örttü ve kaçtı.

Drew'i tekrar aynı yerine bıraktım ve birkaç baygın kişinin arkasına saklandım. Aniden kapı açılmıştı.

''Dikkatli bak Kelsey birkaç fare girmiş olabilir.'' sedi Bayan Florran sert sesiyle.

''Her şey aynı.'' dedi Kelsey.

''Peki. Her kim varsa buradaysa artık o da buranın bir parçası. Ha bu arada yarın buraya 2 bekçi koyalım.'' dedi gülerek ve kapıyı tekrar kapadı.

Eğer bekçi koyarsa gerçekten sonum olurdu. Hem çocuklar bizi kurtaramaz, hem de kurtarmaya çalışırken başları yanardı.

Gerçekten etraf soğuktu ve eğer uyursam sabaha kadar donabilirdim. Koşarak Drew'in yanına gittim ve uyandırmaya çalıştım.

''Drew. Hey!'' yüzünü sağa sola salladığımda gözlerini açmaya başlamıştı.

''Tanrı'ya şükür.'' mrıldandım.

''Lara? Öldüm mü?''

''Hayır ama burada biraz daha kalsan ölecektin.''

''Neredeyiz? Çok soğuk.''

Ayağa kalkıp birkaç öğrencinin üstündeki hırkaları aldım ve özür dileyerek Drew'in yanına geldim.

''Bunu giy. Üşümezsin.''

''Önce bana neler olduğunu ve nerede olduğumu anlatabilir misin?'' Diye bağırdı.

''Ben insanım. Bayan Florran bir katil. Ve sende kurbansın.''

Bulutların ÜstündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin