36.Bölüm/''Kıyamet.''

540 56 13
                                    

Arkadaşlar okuyanlar lütfen yorum yapabilir mi?

''Yeter artık. Onu öldürüyorsun,'' Matt'in bağırışlarını duyuyordum. ''Ona zarar vermeyeceğini söylemiştin. ''

Gözlerimi aralamaya çalıştım. Belli ki Bayan Florran kimsenin hareket edememesini sağlamıştı ki hepsi korkuyla uzaktan bana bakıyordu.

Az önce pırıl pırıl yıldızların olduğu hava şimdi şimşek sesleriyle dolu, kapkara olmuştu.

Drew'in yüzünü görebiliyordum. Kaşlarlı çatıktı, ne yapacağını şaşırmış bana bakıyordu.

''Onu rahat bırak! Ne istiyorsun?!'' dedi Kayla. Sesinden ağladığı belliydi.

''Anne, yalvarırım,'' diye mırıldandı Matt. ''O yanlış bir şey yapmadı.''

''Elbette yaptı. Yıllar önce okulu ilk kuran Fortissimum, bu okulun sonunun ileride bir insanoğlu yüzünden geleceğini söylemişti. Ne zaman okula bir insan adım atarsa, okulun ve içindeki herkesin kıyametinin yaklaştığını söyledi. Bu okula bir insanın girmesi tam anlamıyla imkansızdır. Öyleyse söyle, Lara nasıl burada?''

''Lara'nın bunu yapmayacağına eminim. En azından bırak gitsin. Onu okula alma, onu öğrencilerden uzak tut, onu dünyanın öbür ucuna yolla ama onu öldürme.''

''Eğer o kıyametse, ondan kaçamayız,'' dedi ve büyüyü tekrar okuyamaya başladı. Yerdeki, burnumdan akan kanları görebiliyordum.

Dur artık. Dur.

Beynimin eridiğini hissediyordum. İçimden birinin yardım etmesi için yalvarıyordum.

Ve sanki biri dileğimi gerçekleştirmişti.

Bayan Florran birden bire durdu.

''Quae spes est ad nobis omnipotens fortissimum. Oramus exitialem fascinationem prohibere. Adiuvabunt,'' ne dediklerini anlamasam da bu iki sesi çok iyi tanıyordum.

Birden üzerimden tüm büyünün etkisi kalktı ve gözlerimi açtım.

Şaşırmam mı yoksa sevinmem mi gerektiğini bilmiyordum. Çünkü bana yardım eden 2 insan Alison ve Liam'dan başkası değildi.

''Ne bekliyorsunuz? Lara'yı da alıp-'' dedi Alison. Kayla'yı görünce sözlerine devam edemedi. ''Kayla?''

Liam da şok olduğundan donup kaldı. ''Civciv? Yaşıyorsun.''

''Sırası değil, Lara'yı da alıp kaçın. HADİ!'' diye bağırdı Alison. Drew koşarak yanıma geldi ve beni kucağına aldı.

Biz kaçarken Bayan Florran da ayağa kalkmaya çalışıyordu. Matt de baygındı.

''Sizin burada ne işiniz var? Okula dönmediniz mi?''

''Bilmiyor musunuz? Okuldan atıldık. Geçen yaptıklarımız yüzünden,'' dedi Liam. ''Sizin yüzünüzden de diyebiliriz.''

''O halde... Niye kurtardınız bizi?'' dedim mırıldanarak.

''Hiç üstüne alınma Lara. Senin için değil. Birincisi, okuldan kovulduk nereye gideceğimizi veya ne yapacağımızı bilmiyorduk. İkincisi eskiden de olsa bir zamanlar arkadaştık. Üçüncüsü yapacak başka bir işimiz yoktu.''

''Sonra dertleşsek? Çünkü Bayan Florran ve konsey midir her ne boksa arkamızdalar,'' dedi Lucas. Yürümeyi bırakıp koşmaya başladık. Ben Drew'in sırtında olduğumdan gayet rahattım.

''O yaşına rağmen at gibi koşabiliyor,'' dedi Gabriel. Bunun üzerine Kayla ve Lexi kahkaha atmıştı.

''Okula bir daha dönemeyeceğimiz ve sap gibi kaldığımız gerçeğine rağmen ne kadar da mutlusunuz öyle,'' dedi Liam.

Ve sonunda eskisi gibiydik. Belki aramızdan birileri veda etmişti gene de buradaydık. Ve artık büyümüştük. Birbirimizle itişmeyi bırakıp gerçek sorunlarla yüzleşme zamanımız gelmişti.

Kısa olduğu için kusura bakmayın. Diğer bölüm daha çabuk ve uzun gelecek, ^^

yorum yaparsanız sevinirim.

Bulutların ÜstündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin