:DÖRDÜNCÜ BÖLÜM:

49.2K 2.3K 277
                                    


"Evet hanımlar... Nereye gitmek istersiniz?"

"Lunapark!" dedik Melek ile aynı anda. Meleğin heyecanı çocuk olduğu içindi de ben niye heyecanlanıyordum? Sanki daha önce hiç lunaparka gitmemişim gibi...

"Pekâlâ o zaman istikamet: Lunapark!"

"Şarkı açabilir miyim?" dedim dünkü gibi. Kerem Bey yine başını sallayınca radyoyu açtım. Dünkü kanalı açtım yine. Bu sefer çalan şarkı Athena- Kafama Göre şarkısıydı.

Şarkı eşliğinde lunaparka kadar gelmiştik. Kerem Bey arabayı müsait bir yere park edince hepimiz indik ve lunaparka girdik. Jeton standından 10 jeton=50 TL kampanyasına uyup 10 jeton aldık.

"İlk önce neye binmek istersin kızım?"

"Atlı Karınca!" diye atlı karıncaya koşuşturan Melek'in arkasından koştum bende. Tabii ki de atlı karınca için değil(!) Melek düşmesin diye...

"Baba sende bin!"

"Beyaz at benim o zaman!" deyip jetonları atlı karıncayı çalıştıran adama uzatan Kerem Bey kızı Melek'i kırmızı ata oturttuktan sonra hemen öndeki beyaz ata oturdu. Ben de Melek'in yanında, ayakta durdum. Pekâlâ, atlı karıncaya başka bir zaman da binebilirim, şu an Melek daha önemli.

Atlı karınca çalışmaya başlamıştı. Atlar yukarı çıkıp inerken Melek atın üzerinde zıplıyordu. Ben de düşmesin diye onu belinden tutuyordum. Kerem Bey beyaz attan inip bizim yanımıza gelmişti. Elini kızına uzatıp gerçek bir prens gibi davranmaya başlamıştı.

"İsminizi bahşeder misiniz majesteleri?"

"Baba! Sen prens oldun!" derken heyecanla kollarını havaya kaldıran Melek attan az daha düşüyorduki refleks olarak Kerem Beyle aynı anda Melek'i tutmuştuk. Elim Melek'in belindeydi ve üzerinde bir sıcaklık vardı. Kerem Bey'in eli elimin üzerindeydi. Ah Allah'ım sana geliyorum! KEREM ARSLAN BEYFENDİ NELER YAPIYORSUNUZ?
Abartmayı seviyorum.
Adam baba refleksiyle beraber kızının düşmesini engelledi. Elini nereye koyacağını mı düşünsün orada?
Ama bu heyecanlanmamama engel değil!
Kerem Bey'in eli elimde.
Ah hadi ama... Kerem Arslan çok yakışıklı bir kere. Kim bilir kaç yüz kız benim yerime geçmek için kırk takla atıyor... Adamın evine girip çıkıyorum. Adamın arabasına biniyorum. Adamla yemek yiyorum. Adamla lunaparka geliyorum. Falan da filan...

"Fark etmemişim kusura bakma." diyerek elini çeken Kerem Bey'in sesini duyduğumda düşüncelerimden uzaklaşmıştım.

"Yok sorun değil. Yani sorun değil derken, sonuçta baba refleksiyle kızınızı tuttunuz. O an onu mu düşünecektiniz? O anlamda sorun değil."

Çok mu konuştum ben? Evet. Tut şu çeneni Nisa! Sus artık sus.

Kerem Bey güldü ve duran atlı karıncadan indi, kızıyla beraber. Elim ayağıma dolanıyor yemin ederim! Huhhh tamam sakinim.
Saçımı ve üzerimi düzeltip ben de atlı karıncadan indim.

"7 jetonumuz kaldı." dedim oyuncaklara göz gezdirirken.

"Onu sorun etmeyin, biterse alırım yine." Eh adamın parası var tabii. Zengin, yakışıklı, havalı... Ahh ahhh...

Sonrası dönme dolap, tırtıl, küçük gondol olarak geçmişti. Şimdi çarpışan arabalardaydık. Kerem Bey tek başına binmiş, ben de Melek ile beraber binmiştim. Gelen geçen bize çarpıyordu, çarpanlar arasında da Kerem Bey vardı. Çok sert vuruyorlar, yavaş be!

"Ah kafam!" dedim bir elimde, az önce çarptığım kafamı tutarken. Kimin çarptığına bakayım derken Kerem Bey'in bana sırıtarak baktığını görünce anlamıştım, Kerem Beydi bana çarpan.

Sakar DadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin