Kerem Arslan'ın ağzından;
Bir çocuk annesiz büyüyebilir miydi?
Bir baba tek başına birden fazla sıfatla çocuğunu yetiştirebilir miydi? Var mıydı öyle bir güç?
Vardı.Başlarda ne kadar korksam da şimdi iyiki diyorum. İyiki Melek'i ben büyütmüşüm ve iyiki o benim kızım... Şu zorlu hayatta kızıma hem babalık hem de annelik yapmış olmanın verdiği gururu taşıyorum üzerimde. O benim kızım. Sadece benim kızım...
Bana eskiden annesini sorardı da hep kaçardım. Henüz çok küçük olan kızıma ne diyeceğimi,ona nasıl açıklayacağımı bilmediğimden hep kaçtım. Artık yetti. Kaçacak yerim kalmadı. Eğer sevdiğim kadın ve kızımla beraber mutlu bir yaşam sürdürmek istiyorsam bunu yapmalıyım. Kızımı öz annesiyle tanıştırmalıyım.
Şimdi o hemen önümdeki odasında oyuncaklarıyla oynuyordu. Tüm bebekliği,çocukluğu gözlerimin önünden bir bir geçerken dudaklarım gittikçe tebessümle kıvrılıyordu. Beraber yaptığımız yemeklerden,bahçede birlikte çiçek ekmemize kadar... Film gibi geçiyordu gözlerimin önünden.
"Baba sen de gelsene!" Gülümseyerek odaya girdim ve tam karşısına oturdum.
"Bak bunun adı Ay." dedi elindeki bebeği gösterirken. "Bunun adı Güneş." Bir başka bebeği gösterdi. "Bunun adı Yıldız." Bir başka bebeği gösterdi. "Ve bunun adı da," son bebeği aldı ve yüzünü bana doğru çevirdi. "Bulut."
"Sen mi koydun isimlerini?"
"Evet. En sevdiğim bebek;Bulut.Çünkü bulutlar hiç gitmez. Hep ordadırlar. Gece,gündüz... Aynı Nisa ablam gibi..." Nisa gibi...
"Güzel kızım benim..." dedim güzel saçlarını okşarken. "Meleğim," derken kucağıma oturttum. "Benim seninle bir şey konuşmam gerekiyor."
"Annen geldi." Sadece 2 kelime... Başka nasıl söyleyebilirim ki?
"Nasıl? Annem yok ki benim?"
"Seni dünyaya getiren bir kadın var prensesim. Sen tanımıyorsun ama o seni tanıyor. O senin annen..."
"Ama baba... Öğretmenim bir keresinde demişti ki; 'Sizi büyüten,seven,koruyan kişi annenizdir.' Benim annem yok ki..." Dolan gözlerimi kırpıştırarak baktım Melek'e.
"Bir de biyolojik anneler vardır. Doğuran kişidir. Seni doğuran birisi var ve seni görmek istiyor."
"Hayır!" dedi kollarını çaprazlama şeklinde göğsünde kavuşturarak. "Benim annem yok! İstemiyorum! Benim annem Nisa abla olsun!"
"Lütfen bir tanem... Üzme beni. Sana söz veriyorum ki sadece bir kez görüşeceksiniz ve sonra o kadını bir daha hiç görmeyeceksin. Sadece sana sarılmak istiyor. Sonra hemen gidecek. Söz veriyorum sana."
"Ama baba..."
"Eğer Nisa ablan,ben ve sen... Mutlu olmak istiyorsak bunu yapmak zorundayız. Sadece bir kere... Bir daha tekrarlanmayacak."
"Nerede o?"
"Bizi bekliyor. Gidelim mi?"
"Ama sen de dur yanımda. Lütfen baba!"
"Tabii ki! Seni asla yalnız bırakmam. O kadın gittikten sonra Nisa ablanı alırız,güzel bir yemek yeriz dışarıda. Anlaştık mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakar Dadı
Romance"TAMAMLANDI" ~ "Çok sakarsın Nisa Sağlam." Kaşlarım çatılmıştı. Alakasını anlayamamıştım. "Şu yüreğime nasıl düştün,aklım almıyor." ~ Sıradan bir dadı olarak girdiği evin içinde hissettiği sevgi duygusu Nisa'ya bambaşka kavramları tanıtır. En öneml...