"Allah'ın emri, Peygamber'in (s.a.v) kavliyle kızınız Gül'ü, oğlumuz Yuşaya istiyoruz." dedi babam, elindeki kahve fincanını önündeki sehpaya bırakırken.
Ahh ahh gidiyor kardeşim... Hem de şu sarıkıza. İsmi neymiş? Gül mü? Yuşa ve Gül... Cık, hiç yakışmadı(!)
"Gençler birbirlerini görmüş, sevmişler." dedi, sarıkızın babası. Kızıyla kardeşimin arasında gidip geliyordu bakışları. Yuşa gerginlikten ağzını bile açamazken sarıkız 32 dişiyle sırıtıyordu.
"Kızımızın da gönlü varsa sevenleri ayırmak bize yakışmaz. Verdim, gitti..."
Sonrası alkışlar, yüzük takma merasimi, sohbet muhabbet derken ortamdan sıkıldığım için Melek'in yanına gittim. Küçük bir odada -sarıkızın kardeşinin odasıymış- boyama yapıyordu.
"Canım? Nasılsın? Sıkılıyor musun? Bir sorun var mı?" dedim, yanına otururken. Eteğime de dikkat etmeyi unutmadım tabii.
Siyah, ince askılı, dar kesim, midi boy bir elbise giyinmiştim. Saçlarımı da ensemde sıkı bir topuz yapıp, tek taşlı küpelerimi takmıştım. Beyaz tenimin üzerine oldukça yakışan elbiseme uysun diye de siyah çiçekli, zarif bir yüzük takmıştım parmağıma. Boynumdaki siyah çiçekli kolye de yüzüğümle oldukça uygundu.
Melek ise siyah, pileli bir etek giyinmiş, üzerine de beyaz, üzerinde kelebekler olan bir bluz giyinmişti. Siyah ince külot çorabının altına da beyaz babetlerini giyinmişti.
"Sorun yok ama biraz sıkılıyorum Nisa abla." dediğinde gülümsedim ve saçını öptüm. Vallahi ne diyeyim, bende sıkılmıştım.
"Buradan çıktıktan sonra sana bir sürprizim olacak. Seni bir yere götüreceğim." dediğimde gözleri heyecanla parladı. Yüzündeki o ifadeye güldüm ve yanağından makas alıp içeri geri girdim.
En nihayetinde o evden ayrıldığımız da annemleri eve bırakıp Melek'i de aldım ve çıktım evden. Üzerimizi değiştirmemiştik, Melek'e yapacağım sürprizin yanına yani bir restorana gitmiştik.
Restorana girer girmez Melek bir masaya koşmuştu.
"Baba!"
Evet... Kerem Beyle konuşmuş, Melek için değişiklik olsun diye buluşma ayarlamıştım.
Funda'nın karşı tarafın asistanıyla yemek yiyeceğini öğrenince biraz üzülmüştüm ama onunda eğleniyor olabileceğini düşünüp moralimi düzeltmiştim."Kızım! Ne yapıyormuş bakalım benim ufaklığım?Ne güzel olmuşsun sen öyle..." derken kızını öpen Kerem Bey'in gözleri beni bulunca gülümseyerek onlara doğru yürüdüm.
Kerem Bey'in karşısına ilk kez şık bir şekilde çıkıyordum. Hani filmlerde bir büyülenme sahnesi var ya... Kız havalı bir şekilde ortama giriş yapar ve adam büyülenir. Kerem Bey büyülendi mi bilemem ama şu an gülümseyerek bakıyordu bana.
"Hanımlar, ikinizde çok şıksınız."
Aha iltifat etti.
Kuran çarpsın iltifat etti.
Gördünüz değil mi?
Tamam 'ikinizde' dedi ama sonuçta beni de şık buldu.
Kerem Bey sizde çok şıksınız, her zaman ki gibi.
Eheheheehhhh"Yemek yediniz mi bakalım?"
"Hayır!" dedik Melek ile aynı anda.
Kerem Bey güldü ve önündeki mönüyü bize uzattı. Melek ile aynı şeyi seçip tavuklu çin makarnası seçtik. Kerem Bey de bize uyum sağlamak için tavuklu çin makarnası sipariş etmişti. Garson yanımızdan ayrılınca Kerem Bey'e döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakar Dadı
Romance"TAMAMLANDI" ~ "Çok sakarsın Nisa Sağlam." Kaşlarım çatılmıştı. Alakasını anlayamamıştım. "Şu yüreğime nasıl düştün,aklım almıyor." ~ Sıradan bir dadı olarak girdiği evin içinde hissettiği sevgi duygusu Nisa'ya bambaşka kavramları tanıtır. En öneml...