Bilin bakalım şu an neredeyim, kiminleyim ve nereye gidiyorum?
Bildiniz mi?
Arabadayım.
Kerem Bey, Funda ve Melek ileyim.
Çanakkale'ye gidiyorum.Evet, Kerem Bey kabul etmişti. 2 gün boyunca Melek full benimle olacaktı. Funda da Kerem Bey'in asistanı olarak yanında olacaktı. Dönüşte yine beraber gelecektik.
Son 1 hafta sıradan geçmişti. Kerem Beyle fazla görüşme fırsatımız olmamıştı, yalnızca beni eve bırakırken görüşebiliyorduk. Onun dışında sabahları kahvaltıya katılmadan işe gidiyordu. Melek de okuldan eve, evden okula gidip gelmişti tüm hafta boyunca. İşe gireli 2 hafta olmuştu ve her şey normaldi. Gayet rahat ve mutluydum.
"Yemek yiyebileceğimiz sağlıklı bir yer var mıdır acaba?" dedi Kerem Bey, direksiyonu sola kırarken. Funda internetten bakacağını söyleyip telefonuna girerken bende telefonumla oyun oynayan Melek'i seyrediyordum. Daha doğrusu oynadığı oyunu. Pasta yapma oyunuydu.
"Çikolatalı yapalım mı?" dedim, oyununa ortak olarak, daha doğrusu ortak olmaya çalışarak. Omuzlarını silkmiş, pastayı çilekli yapmıştı. Aşırı gıcık oldum şu anda. O pasta çikolatalı olmalıydı.
"Buldum. 4 kilometre önümüzde Köfteci Yusuf varmış." dedi Funda, telefonuna bakmaya devam ederken.
Fundanın bahsettiği Köfteci Yusuf'a girip boş bir yere oturduk. Siparişlerimizi söyleyip beklemeye başladık.
"Funda eksik bir şey yoktur umarım." dedi Kerem Bey, yanında oturan kızının saçını okşarken. Funda başını iki yana sallarken çalan telefonuna yanıt vermek için masadan ayrıldı.
"Kerem Bey eğer en ufak bir tereddütünüz varsa..." diye başladığım cümlem Kerem Bey tarafından bölünmüştü yine.
"Nisa öyle olsaydı emin ol Melek şu anda burada olmazdı. Sana güveniyorum, Melek'i orada koruyacağına inanıyorum."
"Elbette, onu gözümün önünden ayırmayacağım." dedim, kendimden emin bir şekilde.
Aslında Yuşaya kız istemek için yarın akşam gidecektik ama Kerem Bey'in bugün gitmesi gerektiği için bizde onunla beraber geldik. Bugün günlerden Cuma...
Melek okuldan çıkar çıkmaz direkt yola çıkmıştık. Şu anda saat 18:47 idi ve tahminen saat 9 gibi orada olacaktık. Anneme, Melek'in de geldiğini söylediğimde düz bir sesle 'iyi' demişti sadece. İYİ!
Siparişlerimiz geldiğinde yemeklerimizi yiyip yola çıktık yeniden. Bu sefer yol boyunca uyumuştuk, Melek ile ben. Funda da Kerem Beyle iş hakkında konuşmuştu. Sonunda Çanakkaleye girdiğimizde annemlerin evinin konumunu attım Kerem Bey'e.
Saat 21:20 idi, arabadan inerken. Şimdi annemlerin evinin önündeydik. Uzun zaman olmuştu bu eve gelmeyeli. İçimde ki heyecan dudaklarıma tebessüm olarak yansırken önce Kerem Bey'i sonra Melek ve Fundayı buyur ettim, eve doğru.
Kerem Bey ve Funda bizi bırakıp gideceklerdi ve görüşecekleri tarafın ayarladığı otelde kalacaklardı ama Funda, annemleri görmek istediğini söyleyince onlarda bizimle beraber evin kapısına kadar gelmişti.
Kapıyı heyecanla çalarken elimi tutan Melek'in elini sıkıca tuttum. Kapıyı açan Yuşa'nın yüzündeki o şaşkınlığı görünce gülümsedim ve kollarımı kocaman açarak sarılmasını bekledim.
"Nisa! Anne, Nisalar geldi!" derken açtığım kollarımın arasına girdi ve bedenimi sarmaladı. Ahh dürüst olmalıyım ki çok özlemişim...
"Hoşgeldiniz! Buyurun içeri geçin, lütfen." diyen anneme döndüm, Yuşanın kollarından ayrılarak. Kerem Bey'e bakıyordu, bana değil. Bana bakmıyor. Anne, ben geldim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakar Dadı
Romance"TAMAMLANDI" ~ "Çok sakarsın Nisa Sağlam." Kaşlarım çatılmıştı. Alakasını anlayamamıştım. "Şu yüreğime nasıl düştün,aklım almıyor." ~ Sıradan bir dadı olarak girdiği evin içinde hissettiği sevgi duygusu Nisa'ya bambaşka kavramları tanıtır. En öneml...