:ON SEKİZİNCİ BÖLÜM:

33.5K 1.6K 123
                                    

İsmini bilmediğim bir his vardı içimde. Damarlarımda dolanan ürperti tenimi dikenleştirirken göz kapaklarım gözlerimi örtüyordu istemsizce. Az önceki anı yaşamamış olmayı diliyordum içimden. Arkamdan birinin gelmesini veya seslenmesini hem istiyor hem de istemiyordum. Bir yanım önemsenmek istiyor bir yanımsa yalnızlığı istiyordu.

Lavaboya koşar adımlarla girdiğimde içerisinin boş olduğunu görmek benim için güzel bir şanstı. Kapıyı kapatıp aynanın karşısına geçtim.

"Sakin ol Nisa. Lütfen..." Aynadaki yansımamdan bir an için iğrendim. Dudağımdaki kırmızı rujdan o an nefret ettim.

Kapı tıklatılma sesine Funda'nın sesi eşlik ediyordu. "Nisa!"

"Geliyorum!" derken musluğu açıp parmağımı ıslattım ve dudağımdaki kırmızı ruju tamamen sildim. Artık dudaklarım kendi rengine kavuşmuştu.

"Nisa? Bu kapı niye açılmıyor? İnsanlar bekliyor,hadi aç."

Sıkışan kapıyı açtıktan sonra karşımda Funda ile beraber birkaç kadın daha gördüm. Kadınlar direkt tuvalete girerken Funda kolumdan tutup sağ koridora çekmişti beni.

"Kerem Bey'in dudağındaki ruj izi sana ait değildi değil mi?" Başımı salladım ve dudağımdaki ıslaklığı elimin tersiyle sildim.

"Boşver Funda. Hadi içeri geçelim."

"Kerem Bey de pek keyifsiz görünüyor. Kim öpmüş olabilir ki? Buse Hanım kırmızı rujluydu."

"Azra da kırmızı rujluydu." dediğimde hayretle gözleri açılan Funda direkt Azra'yı korumaya almıştı. Azra'nın öyle bir insan olmadığını,Kerem'le aramdaki elektriği bildiğinden böyle bir şeyin olasılığının imkansız olduğunu söylemişti.

"Funda hadi içeri geçelim." dedim dediklerini duymazlıktan gelerek. Funda da itiraz etmemiş,benimle beraber salona dönmüştü. Salona girer girmez gördüğüm ilk kişi Azra ve Koray olmuştu. Bir masada,birileriyle konuşuyorlardı.

"Ben içecek bir şeyler alacağım. Sen istiyor musun?" dedim Funda'ya dönerek. Emre'ye bakıp yanıma geleceğini söyleyen Funda yanımdan ayrılırken ben de içecek standına gidip kadehleri teker teker kafama dikmeye başladım. Kendimi sarhoş olmamaya şartlamıştım,olmayacağım.

"Nisa?"

"Şahin hiç uğraşamam seninle. Lütfen bulaşma." dedim direkt. Yanımda dikilen Şahin bana kaşlarını çatmış,bakarken ben içkimden büyük yudumlar almaya devam ediyordum.

"Çok hızlı ve fazla içiyorsun." dediğinde sadece suratına baktım.

"Hadi gel dışarıda hava alalım biraz." dedi koluma girerken. Kolumu kolundan çekip ayağı kalktım. Hava almaya ihtiyacım vardı evet ve şu anda yanımda Şahin'in olması umrumda bile değildi.

Biz salondan çıkarken salona giren Kerem'le göz göze gelince gözlerimi birkaç saniye kaçırmadım. O benim ruju silinmiş dudaklarıma bakıyor,bense onun ıslak dudaklarına. Dudaklarını yıkamış mıydı?

"Nisa biraz konuşabilir miyiz?" dedi Kerem beklemediğim bir anda. Geçip gider sanıyordum oysaki.

"Konuşalım." dedim Şahin'e kısa bir bakış atarak. Şahin anlayışla yanımızdan ayrılırken ben de Kerem'in peşinden salonun dışına çıktım.

"Bir sorun mu var?" dedim kollarımı bedenime sararak. Hava esiyordu. Filmlerde olduğu gibi tahmin edersiniz ki Kerem ceketini çıkarıp omuzlarıma bırakmıştı. İtiraz etmeyip ceketin yakalarından tutarken Kerem'in konuşmasını bekledim. Tedirgin görünüyordu.

Sakar DadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin