"Meleğim, hadi uyanma vakti." dedim, yatağında ismi gibi, Melek gibi uyuyan Melek'i yanağından öptüm. Her zamanki saatte gelmiştim ama bu sefer Melek henüz uyanmamıştı, kahvaltıyı hazırlamıştım, Kerem Bey'den de Meleği uyandırmak için izin alıp Melek'in odasına çıktım."Nisa abla?"
"Evet, benim. Kahvaltı hazır, hadi uyan artık, çok uyumuşsun bu gece."
"Babam gitti mi?"
"Hayır ama kahvaltıda bize eşlik edemeyecek, işe gitmesi gerekiyormuş." dediğimde sanki çok normalmiş gibi başını salladı ve yerinde doğruldu. Gözlerini ovuştururken bende dolabından kıyafet seçtim. Kırmızı taytının üzerine siyah kazağını seçmiştim.
"Kural 1'i hatırlıyor musun? Eve gelince elimizi yüzümü yıkıyorduk hani. Hah işte o kural, sabahları içinde geçerli. Sabah uyandığında ayılabilmek için elimizi ve yüzümü yıkarız. Şimdi sen banyoya gidiyorsun bende çantanı hazırlıyorum."
"Tamam."
Ben Melek'in çantasının fermuarını çekerken Melek, yüzü ve eli ıslak bir şekilde yanıma geri geldi. "Şapşal, kurulasaydın, iyi olurdu." deyip, yüzünü sildim elimle.
Kıyafetini giydirdikten sonra saçlarını tepesinde topuz yaptım. Kahvaltıya indiğimizde Kerem Bey, ceketini giyiniyordu. Kızını kucaklayıp burnunu öpen Kerem Bey, mutfak tezgahında duran sürahiyi bir bardağa doldurmuş, suyunu yudumlamıştı.
"Ben çıkıyorum. Bugün alışveriş yapacağız, Melek söyledi mi sana?"
Bir anlık afallamanın etkisinden çıkıp başımı iki yana salladım. Ne alışverişi? Bana mı? Ah hayır gerçekten böyle bir şeyi asla kabul edemem, hem gerek yok ki. Yoksa Kerem Bey, tarzımdan memnun değil mi? Beni beğenmedi mi? Beğenmesi mi gerekiyor? Lan öyle değil. Adama niye kendimi beğendireyim? Ama eğer pasaklı ya da gerçekten çirkinsem adam rahatsız olmuş olabilir bence.
"Melek'in gösterisi var. Kostüm alacağız."
Anam... Benim için değilmiş alışveriş. Kendi kendime gelin güvey olmuşum.
"Ne gösterisi? Nasıl bir kostüm? Ve ayrıca bende mi geliyorum, alışverişe?"
"Ben karar veremem şimdi. Sen de yardımcı olursun, bana. Mevsimler temalı bir gösteri olacak. Melek, İlkbahar mevsimi olacakmış."
"Tamam, Melek okuldan gelince yemeğini yedirir, üzerini değiştiririm. Sonra sizinle haberleşelim, olur mu?"
"Anlaştık. Ben çıkıyorum."
Kerem Bey çıktıktan sonra Meleğe kahvaltısını yaptırdım. Servisin gelmesine az vakit kalmıştı, masayı toplamaya kalkarsam geç kalırdık, o yüzden masayı, eve gelince toplayacağım.
Melek'in ceketini giydirdikten sonra üzerime hırka aldım. Biz tam evden çıkarken serviste evin önünde durmuştu. Tam zamanında yani..."Günaydın, Nisa Hanım."
"Günaydın." dedim, sınıf annesine. Melek servise binerken bende eve girdim. Esen rüzgarın verdiği soğukla hırkama biraz daha sığınmıştım. Kasım ayındaydık, haliyle hava esiyordu.
Eve girip kahvaltı masasını topladım. İki gün öncesinden kalan yemekleri çöpe boşaltıp tencereleri makineye yerleştirdim. Küflenen ekmekleri de çöpe boşalttıktan sonra aklıma, ekmek yapma fikri gelmişti. Ev yapımı ekmek ne de güzel oluyordu... İşlerimi bitirdikten sonra kesinlikle ekmek yapacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakar Dadı
Romance"TAMAMLANDI" ~ "Çok sakarsın Nisa Sağlam." Kaşlarım çatılmıştı. Alakasını anlayamamıştım. "Şu yüreğime nasıl düştün,aklım almıyor." ~ Sıradan bir dadı olarak girdiği evin içinde hissettiği sevgi duygusu Nisa'ya bambaşka kavramları tanıtır. En öneml...