Merhaba arkadaşlar, yeni bölüme başlamadan önce şu an yazacaklarımı okumanızı istiyorum.
Biliyorsunuz ki yazarken sizden geri dönüşler almak daha teşvik edici, mutlu eden bir olay oluyor. Beni üzen bir nokta var. Bölümün okunması dokuzyüz bin civarında olmasına rağmen beğeni sayıları 70-80 arasında kalıyor.
Hayalet okuyucularım bu hikayeyi seviyorlar ki düzenli bir okunma var. Sizden isteğim bölümün sonunda veya başında, nasıl arzu ederseniz beğenmeniz.
Şayet hoşunuza gitmediyse de yorumlarda belirtmenizi de isterim, eleştirilere hakaret (karakterlere) olmadıkça açığım. :)
Umarım sizinle ortak bir noktada buluşabiliriz. Beğeni olsa da olmasa da yazmaya devam ediyorum, tek isteğim sizin de bu hikayeye destek olmanız.
Eğer buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim, şimdi bölümle baş başa bırakıyorum.
İyi okumalar 🖤
on sekiz, sıfır
🖤Hayatımda hissettiğim en büyük sıcaklık on beş yaşındayken ilk defa gittiğim Antalya'daki kırk bir dereceydi.
Ablamın düğün gününde, Bursa'nın kış ayında hissettiğim bu sıcaklık Antalya'yı unutturan cinstendi.
Dışarı çıkarken saten elbisemin üstüne geçirdiğim kaban gereksizdi. Hele ki o kabanın üzerinden belimi tutan eller de dahil olduğu zaman...
Dudakları dudaklarıma dokunduğu zaman ilk yaptığım şey elimdeki çiçeği bırakmak olmuştu.
Bilerek, isteyerek değildi. Nefes alamayacağımı anlamış olmalıyım ki ellerimle havayı tutmak istemiştim.
Alnıma değen koyu kumral saçları mı yoksa belimdeki elleri miydi beni bu ana bağlayan bilmiyorum.
Diğer eliyle yanağımı kavradığında başım otomatik olarak eline eğilmişti. Dudakları dudaklarımdaydı ama yaptığı tek şey nefesimi çekmekti.
Gözlerim kapalıydı, açarsam bunun kaybolacağını ya da şaka olacağını düşünüyordum.
Belimdeki eli sıkılaştığında gözlerimi açmak için kendime komut verdim. Fakat bunu yapamadan Hamza yanağımdaki elini boynuma kaydırıp kendisine daha da yakınlaştırdı.
Ağzımı açıp bir iki kelam etmeyi düşündüm, ne diyebilirdim ki?
Dudaklarıyla dudaklarımı araladığımda kalbimden çıkan seslere engel olamadım.
Yanaklarıma giden sıcaklığı engelleyemediğim gibi.
Boynumdaki eliyle beni sakinleştirmeye mi çalışıyordu bilmiyorum ama işe yaramıştı.
Boşta kalan ellerimi onun kolunun üzerine yerleştirdiğimde gözlerini açtı. Rengine bayıldığım yeşilleri bana bakarken kendimi ondan geri çektim.
Dudaklarım yanıyordu.
Beni öpmesini hiç beklememiştim. Hem de hiç.
Pekala, hayallerimin bir köşesinde hep vardı. Ama bana olan davranışlarından, mesafesinden bunun olabileceğini düşünmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEHY
Romantikona hayran olduğum zaman sadece 9 yaşındaydım, onu unutmaya çalıştığımda ise 17 yaşında. kalbimi göğüs kafesimden koparırcasına çıkardığında ise yaşım yoktu. yaşım sıfırdı. yaşı sıfırdı. - yaş farkı içerir.