merhabalar... merhabalar...bu kızın finalleri başladı. ağlıyor... ama hayat devam ediyor... finalleri atlattıktan sonra görüşeceğiz çünkü sömestr... 🤤🤤beğenin ha.
oy sınırı getirmiyim. beğenin ha
dhshshhshsjsksj
satır aralarında buluşalım;)
neyse öptm, iyi okumalar✨✨
tuğkan- belki de 🎶
on dört-atkı
🖤İnsanlar belirli korkuları olurdu. Bunları dışarı yansıtmak, insanlara söylemek bizim elimizdeydi. Herkesin korkusu olur muydu, bunda pek emin değildim. Bütün ailemi gözden geçirdiğimde babamın bile bir korkusu varken annemin korkusu yoktu. Onu tanıdığım on yedi yıllık süreçte, bir şeyden korktuğunu görmemiştim. Kendime baktığımda ise aklıma gelen tek şey ailemi kaybetme korkusuydu. Ne bir örümcek ne de bir yükseklik. Zaten bu korkumu ilk on yedi yaşımda annemi kaybettiğimde bir güzel yaşamıştım.
Düşündüğüm kadar korkutucu muydu? Evet. Acıttı mı? Hem de çok. Çözümü var mıydı? İşte bunu hiç bilmiyordum. Korkuya alışmak mümkün de değildi. Sevdiğim birisini tekrardan kaybetmek acımda hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. Belki de daha fazla artacaktı.
Hamza'nın korkusu neydi? Arabadan indiğimde beş saniye bunu düşündüm. Saniyeler akıp giderken tek bildiğim şey, tedirginlikti. Hiçbir şey normal değildi. Yirmi sekiz yaşındaki bir adamın bu kadar git gelli olması normal değildi. Yolun kenarındaki kaldırıma ayak bastığımda düşündüğüm tek şey buydu. Bir şeylerin normal olmadığı. Bunu zaten biliyordum, her şeyin farkındaydım.
Kendimi uzak tutmaya çalıştığım halde yanımda ot gibi biten bu adamın bir derdi vardı. Ne kadar ısrar etsem de bana anlatmayacağını yeşil gözlerinden akan tedirginlikten anlayabiliyordum.
Ama kendimi de tanıyordum. Daha doğrusu belli bir noktaya kendimi yönlendirmeye çalışıyordum. İstanbul'a gelen, ayakları üzerinde durmaya çalışan bir kızdım. Tamam ev kiramı babam ödüyordu ama geri kalan her şey bendeydi. Belli sorumluluklar yüklenmiştim, bunların başında da güçlü bir karakter oluşturmak yer alıyordu.
Güçlü, yıkılmaz olmak için yapabileceğim en büyük olay Bursa'dan uzaklaşmaktı. Bunu gayet iyi başarmıştım ama günümüze gelince geriye gittiğimi fark ediyordum.
Aşık olmak güçlülüğüme bir etki etmemeliydi. Eğer Hamza kafasında düşündüklerini bana söyleseydi, aşık güçlü bir kadın olabilirdim. Ah, aslında hala aşık güçlü bir kadındım. Güçlü kısmında bazı iskeletler eksik olsa da.
Tek hatırladığım, Hamza'ya korkak demem ve öfkeyle kaldırıma gitmemdi. İçten içe yanan bir ben vardı. Kollarımdan tutup her şeyi anlatmasını dileyen bir ben. Ama bir yandan da köşeme çekilip defolup gitmek isteyen bir ben.
Eh, bir yerden ayrılmak pek de işe yaramıyordu. Peşinden gelen, bırakmıyor kurcalıyordu.
Arabadan indiğimde bilerek kapısını açık bıraktım. Ekim ayının şu anki soğukluğu onu sağ tarafından vursun istedim. Üfleyerek benim kapımı kapatmasını, uğraşmasını istedim. En azından bunun için. Şu sikik şey için.
Sinirle at kuyruğu yaptığım saçımı bozdum. Tokamı bileğime takarken, ''Korkak.'' dedim. Kendime mi ona mı dedim, pek emin değilim. Yüzüne doğru düzgün, ''Seni seviyorum işte, niye böyle davranıyorsun bana?'' diyememiş Ahu'ya mı korkak diyordum? Yoksa, ''Bırakamıyorum.'' diyen adama mı?
![](https://img.wattpad.com/cover/188539109-288-k701649.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEHY
Romanceona hayran olduğum zaman sadece 9 yaşındaydım, onu unutmaya çalıştığımda ise 17 yaşında. kalbimi göğüs kafesimden koparırcasına çıkardığında ise yaşım yoktu. yaşım sıfırdı. yaşı sıfırdı. - yaş farkı içerir.