Bilekleri kesmek falan hikaye, hiç umudunu kestin mi ... ?
Ben kestim ...
Sanki kanaması durmak bilmeyen hayat damarlarından birini kesmişsin gibi
Kanaması durmuyor ve her saniye daha çok acıtıyor
Daha kötü olan ne biliyor musun ... ?
Ölmüyorsun ...Nejat İşler ... ..
~~~~~~~~~~~~~~
Ve yine bir kesim işleminin sonuna gelmiş bulunmaktayız... Evet bu seferde bacaklarıma küçük kesikler açtım aslında dikişleri açmak daha acı verici yani daha zevkli oluyor fakat şuan pek zamanım olmadığından bununla idare edeceğiz artık.
İnsanları neden dış görünüşüne göre yargılarız ki ama biliyor musunuz bu insanların doğasında var ve biz buna karşı hiçbir şey yapamıyoruz,bu olanlara karşı gelemiyoruz. İnsanların hepsi kırılır, birileri daha az birileri daha fazla ama hertürlü kırılırlar,üzülürler,yıkılırlar. Kendi doğrularımızın başkalarının yanlışı olmasıda bir o kadar kötü aslında,bizim doğru düşündüğümüz birşeyin başkası için ona yıkabilecek güçteki bir yanlış olması.... Bende olan tam olarak buydu galiba sadece başka insanları düşünürdüm,onların açısından güzelse tamam derdim. Ve şimdi bunun acısını çekiyorum işte,kendi yanlızlığımda günden güne çöküyorum ve beni karanlığımdan çıkarabilecek kimsem yok,bana yardım edebilecek kimsem yok.... Ama dedim ya işte yanlızlık insanları güçlü yapar,yanlızlık insanları güçlü kılar...Yanlızlığın sonu yoktur,çünkü birkere yanlız olursan insanlar sana yaklaşmaz . İnsanlar yanlızları istemezler,cıvıl cıvıl kişilikleri olan her saniye mutlu olan inanları insanları isterler. Ama insan yanlızlığı çok benimsiyor çünkü ben kendi yanlızlığıma o kadar alıştım ki bana yaklaşan her insanı kendi ellerimle itiyorum...İlk zamanlarda yorulmuştum,ne yapacağımı bilemiyordum;
sanki düşüncelerim bir kapana sıkışmıştı ve oradan kurtulamıyorlardı...
Bunun için çabalamıştım ilk zamanlar insanlarla arkadaş,dost olmaya çalışmıştım ama onlar her seferinde beni geri itmişlerdi.Belki de gitmelerine izin vermeliydim ama vermemiştim zorlamıştım onları benle arkadaş olmaları için,sanki olabileceklermiş gibi.....
Sonra hatamın farkına varmıştım fakat hiçbir şeyi karşılaştıramıyordum,düşüncelerim beni kınıyordu.Günden güne bana zarar veriyordu.Ama düşüncelerle hayatta kalacağımı biliyordum,duygular bizi düşürürdü dibe çökertirdi.
Ben başından beri duygularıma uyduğum için zaten dipteydim ama düşüncelere uymaya başladığımdan beri daha az yara aldım.Yara alsam bile yaralarımı sarmayı başardım.İşte bu yüzden insanları tanıdıkça yanlızlığın güzelleştiğini anladım. Ben yaralarımı sarmaya çalışırken mutlulardı,gülüyorlardı,benimle dalga geçiyorlardı. Yaşadıklarımı bilmeden bana karşı kin ve nefret besliyorlardı. Hep böyle değil miydi insanlar,tanımazlardı bizi en yakın arkadaşım bile tanımıyıordu zaten. Bu düşüncelerle iyileştim ben. Kendime zarar vermek ve insanlardan uzak kalmak en büyük hobim...
Aslında başlarda kendime zarar vererek diğer insanlardan intikam alacağımı sanırdım,günden güne bu düşüncenin yanlış olduğunu kavradım fakat artık kendime zarar verirken öyle bir zevk almaya başlamıştımki gözüm hiçbirşeyi görmüyordu.... Beni böyle gören insanlar ambulansı çağırırlardı hep ve ambulastan gelip bana deli gömleklerinden giydirirdi. Bana psikolog bulurlardı,psikolog benimle ilgilenmeye başlardı ama sonra bana daha fazla dayanamazdı ve beni evime salarlardı. Aslında arkamda büyük bir güvencem olmasa asla böyle olmazdı. ATA YILDIRIM, yeraltı dünyasının sevilen ve güvenilen adamı,mafya babası ve benimde dayım. Benim tek güvencem dayımken,dayımında tek güvencesi bendim. Dayımıda beni dışladıkları gibi dışlamışlardı aileden.Oda neyi varsa neyi yoksa benim üstüme yapmıştı,herşeyimle ilgilenmişti. Annemle babamın yapması gerekeni dayım yapmıştı,beni üzen tarafta buydu ailem bana destek olmazken dayımın bana destek olması,çok koymuştu bana.Yeraltı dünyası diye bahsettiğim yer ise..ımm nasıl anlatsam o hikayelerde okuduğunuz yerler gibi... uyuşturucudan içkiye içkiden her pisliğe yer var orada.
Ve şuan o pisliğin içindeyim.Aslında biliyormusunuz ben bile buranın içinde fazla beyazım.Ben bile..... Kafamdaki kötü düşüncelerden arınıp dayımın katına doğru indim. Dayımın katına geldiğimden içeride 3 kişi vardı biri dayımın ortağıydı diğeri ise dayım fakat diğerini tanımıyordum. siyah saçlı,mavi mi yeşil mi anlayamadığım gözleri vardı. Sert hatlara sahipti,soğuk bakıyordu ama bir o kadarda canlı.
-"Aa Deniz ne zaman geldin ?" dedi dayım
-"şimdi" dedim ve sustum. Aslında bu kadar meraklı biri değlimdir fakat şuan karşımdaki çocuğun kim olduğunu ölesiye merak ediyorum. Aynı zamanda geldiğimden beri gözünü benim üzerimden ayırmıyor kesinlikle nasıl bir mazoşist olduğumu anlamaya çalışıyor. Bu kadar temiz yüzlüyken kollarıma baktığında gözlerinin geleceği hali merak etmiyor değilim hani. Aylardır ilk defa bana merak duygusunu yaşatan bu çocuğa teşekkür etmeliyim belkide...Yıllardır ağzımdan teşekkür kelimesi bile çıkmazken ne olmuştu bana böyle,ah yanlızlık kraliçesiydim ben başka insanlar umrumda bile değildi, ki bu çocuğun teşekküre falan da ihtiyacıda yoktu zaten.
-"Deniz bu Aras "dedi dayım o gizemli çocuğu gösterirken
-"siz ikiniz biraz takılın dışarıda,biz sizin yanınıza gelicez"dedi dayımın ortağıda
"tamam" diyip kalktık ve şuan bir sahildeyiz. Huzur... huzuru yanlızca denizde ve gökyüzünde bulurdum çünkü sessizdi sakindi ve yanlızdı.
-"Deniz..aslında seni buraya getirmezdim ama bugünlük böyle gerekti sevmediysen gidebiliriz" dedi Aras.
Bunu söylerken zorlandığı belliydi dayım ve ortağı onu bana karşı nazik olması gerektiği konusunda uyarmış olmalıydılar.Ne Güzel.
-"yo hayır sorun değil" dedim kendimden beklenmeyen bir şekilde soğuk olan sesimle.
Durun neden kendimden beklenmeyen dedim ki,soğuktum ben. Yanlızdım ben. En azından inkar etmiyordum yanlızsam yanlızım diyordum. Bu yüzden diğerlerinden farklıydım.
Sanırım, Aras'abir açıklama yapmamın vakti gelmişti çünkü yanımda zar zor durduğu belli oluyordu.
-"Aras gidebilirsin zaten dayım sana benden bahsetmiştir ve yanlız olmayı severim zaten beni tanıdıktan sonra nefret edeceğin için tanımana gerek falan da yok zaten kim kendine zarar vermekten zevk duyan birini sever ki" dedim,ama son cümleyi kendi kendime söylemiştim tabiki oda duymuştu ama umrumda falan değildi. Şuan tek umrumda olan şey biraz önce eve gidip jiletimi elime alıp kendime zarar vermekti. Sıkıldığımızda bazılarımız oyun oynar,bazılarımız dolaşır bazılarımız arkadaşlarıyla konuşurdu. Bende kendime zarar verirdim çünkü hayattaki en eğlenceli şeyin kendine zarar vermek olduğuna inananlardanım.
Aslında 10 yaşındayken böyle biri olacağımı söyleseler onlara 'sen ne iş' der gibi bakardım ve deli olduklarını düşünürdüm. Aslında 10 yaşındayken bile yaşıtlarıma göre daha olgundum belkide şimdi güçlü olabilmemin sebebi buydu,bilemiyorum.
-"Kendind zarar verdiğini zaten biliyorum ayrıca, niye bunun için senden nefret ediyim ki ? Anladığıma göre dayınla çok yakınsınız fakat sen dayına hiçbir şeyini anlatmıyorsun galiba benim gibi içinde yaşamayı sevenlerdensin ha?"dedi ve sonra devam etti
-"Bende senin sevebileceğin biri değilim aslında. Kimsenin sevebileceği biri değilim. Bende kendime değil başkalarına zarar vermekten hoşlanıyorum hatta ciddi derecede zevk alıyorum fakat iş kendime gelince aynı şey olmuyor zaten mazoşistleri hiçbir zaman anlayamamışımdır zarar verecek onca insan verken sen neden kendine zarar veriyorsun ki,bu çok saçma. Bundan gerçekten zevk alıyor musun?"
Dayım Aras'a anlatmamış olmalı,gerçekten böyle konuşanlardan nefret ediyorum şuan arastan nefret ettiğim gibi.Daha yeni tanıştık ona ne bundan,ne hakla karışabilir bana.
-"Bunun seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum fakat bu kadar merak ediyorsan söyliyim,ben kimim ki bir insana acı çektiriyim. Ben ve o eşitken ne hakla ben bundan zevk alabiliyim. Bence sen önce bu saçma düşüncelerini sil kafandan çünkü hiç hoş değil,ayrıca kendi canımı yakmak, kendi kararım" dedim.Ortam kızışmaya başlamıştı anlaşılan, çünkü cevap vericek gibi gözüküyordu ve ben sadist olmasamda ona zarar vermeten kaçmazdım. hadi bakalım Aras bey.
SADİST VS MAZOŞİST
Düzenlenmiştir.☠
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mazoşistin Kaleminden #WATTYS2015 -DÜZENLENİYOR-
FantastiqueKırılırdık...yorulurduk ama bir şekilde toparlanırdık öyle değil mi? Yinede gülümserdik,yinede mutlu olurduk,yinede şükrederdik,yinede güvenirdik,yinede üzülürdük..... Güven duygusunu yıllar önce kaybetmiş psikopat bir kız...kimsenin çekemeyeceği ka...