İki dudağının arasında bir şarkı mırıldanıyor, mırıldandığı şarkı karanlık geceye karışıyordu. Sanki mırıldanmalar Şeytanın dudaklarından dökülüp benim içime işliyordu. Kulaklarımda çınlıyordu her bir kelime. Ölümü yakından hissediyordum. Mırıldanmalar artıp yerini net sözcüklere bıraktığında üzerimdeki ölüm örtüsünün üzerine o kelimeler yazıldı. "Beni uyandırdın, beni boğuyorsun Ve ben dudaklarına hızlı bir veda öpücüğü bıraktım " Ben Şeytanı uyandırmıştım. Ölümümü kendi ellerimle hazırlamıştım. Onu boğuyor muydum bilmiyorum ama kendimi boğduğum bir gerçekti. İçimdeki dünya, renklerini siyaha teslim etmiş, gökkuşağı yerini fırtınaya bırakmıştı. Karanlık, kalın duvarın arkasındaki dünyanın bariyerini geçmişti. Siyah beyazı, kötülük iyiliği, karanlık aydınlığı ve ateş suyu öpmüştü o gece. Dudaklarıma bıraktığı zehir beni yakıp kül etmişti. Ancak bir daha küllerimden doğamayacaktım. Şeytanın gücü içimdeki son umut kırıntılarını da almış, iki parmağının arasında ezerek etrafa saçmıştı ve ben artık onları toplayamazdım. Son kez çığlık atmayı denedi içimdeki kız çocuğu. Son kez acısını duyurmak istedi dış dünyaya ama yapacak gücü kendinde bulamadı ve o gece yine her zaman olduğu gibi Şeytana sığındı.
53 parts