İdil, çok küçük yaşta ailesi tarafından terk edilmiş bir kızdı. Verildiği yurtta da, yurttan ayrıldıktan sonraki hayatında da bu terk edilmişlik onun hayata bakış açısını değiştirmişti. On dokuz yaşına geldiğinde İdil hala hayata karşı sert bariyerler koyan, yaşamaya çalışırken aslında yaşamanın ne olduğunu unutan bir vaziyetteydi. Ancak hayatına girecek olan mucizelerden habersizdi. Çünkü o mucize, Toprak ve sevdiklerinin ta kendisiydi. İdil, Toprak adında bir gençle tanıştığında onun hayatını şekillendireceğini bilemezdi. Çünkü Toprak genç kız için sadece kendi yaşayamadığı mutlu aile tablosunun bir parçasıydı. İdil'in ise o tabloda bir yeri yoktu. Ancak işler Toprak için öyle değildi. Çünkü o, İdil'i de çoktan ailesinden biri yapmıştı ve sadece kendisi değil, arkadaşları da onu bu ailenin bütünleyicisi kabul etmişti. Her şey güzeldi. Ancak hiçbir şey daima güzel süremezdi. Her şeyin başında İdil bir 'tek'ti. Ta ki bir 'ikinci'ye rastlayana dek. Hikayenin sonundaysa İdil, artık hiç kimse değildi. İdil bile değildi. Yine de emin olduğu tek bir şey vardı. O sıradan biriydi. Bir gece ansızın ona çarpan adam da öyle. Fakat hikayeleri, hiç sıradan olmayacaktı. * Her insan bir hazinedir. Yalnızca o hazineye ulaşmak için kalbi kazmak ve ruhun derinliklerine ulaşmak gerekir. 26.06.2019
61 parts