Okulumuzun şak şakçı takımı, ellerinde koca pankartlarla bağırıyor, haykırıyor, alkışlıyorlardı. Gururum ciğerlerimi kabarttı, soluğumu kesti. Yahu ne de garipti! İlk heyecan geçtikten, o tatlı his tüm vücuduma yayıldıktan sonra fark ettiğim şey, zihnimde güldürmüştü beni. Burası benim evimdi. Bu ışıklar evimin aydınlığı, bu ezgi evimin huzuru, bu mikrofondu evimin direği! Bu haykırışlar mazlum kuş cıvıltılarıydı, bir dere kenarında... Neşeli kahkahalardı, Ulaş'ın gitarından dökülen her bir nota. Ocaktaki yemeğin evcimen kokusuydu, Emre'nin klavye tuşlarından yayılan ritim... Ve babacan bir kapı çalışıydı, Teoman'ın davulu. Bense evimin hanımı, ailemin koruyucuydum tam da orada. Çocuklarım vardı, tiyatro koltuklarınca. Günüm yeşil, günüm mavi, günüm kırmızı, günüm sarıydı... Rengarenkti tüm bir yılım ve yıllarım ve geçtiğim tüm yollar. Biz Ağustos Böcekleri her baharın gelişiyle huzur getirecektik yuvamıza... Biz bize küçük bir kaplumbağa kadar kusursuzduk. Yolumuz uzundu, zamanımız dardı ve yavaştık belki... Ama yuvamız sırtımızda, ailemiz yanı başımızdaydı ve birlikte yaşlanacak yüz yıllarımız vardı, daha! -- Sosyal, güncel konularla ilgili yorum ve görüşler içermektedir. Sonra vay efendim ben duymadım, vay efendim ben görmedim kabul etmiyorum. Rahatsız olacaklara duyurulur.
37 parts