Üç gün gelip geçmişti,Elçin 'in daha fazla kalmasını elbette isterim ama vizeleri başlıyor o yüzden onu bu gün hava alanına bırakıyoruz .Ama ben biraz daha yavaş hareket edersem uçağı kaçırabiliriz. Kırmızı rujumu ve annemin geçen sene yeni yıl hediyesi olarak aldığı kolları tüylü kırmızı ceketimi giydim altıma ise siyah mat tayt, rimel de sürdüğüme göre sanırım artık hazırım. Maskem dışında ,sahiden neredeydi bu maske ? Aklımdan geçirdiğim bu soruyu annem hissetmiş sanırım çünkü "Hadi ama artık şu maskeni bul ve arabaya bin "diye bağırdı şaşırmanıza şaşırmadım çünkü annemi bende bağırırken ilk defa görüyorum.
Hemen, telefonumun ön kamerasından kendime son kez bakarkenkapının kolundan sarkan maskemi gördüm ve ona kavuştum, aceleyle çizmelerimi giydim , annemin kızgın bakışlarını görünce sol çizmemin fermuarını çekemeden hemen arabaya bindim. Sevgili annem geç kalacağımızı bildiği için hava alanına tam bir saat önce getirdi bizi ee o zaman neden bağırdı hiç bir fikrim yok. Bir saatin sonunda bol göz yaşı olan bir veda oldu tabii . Hüzünlü vedalaşma'nın ardından annem'in "yeni hayatımızı"kutlamak için rezervasyon yaptırdığı restoranta gittik bu süslü hazırlığın sebebi. Mekan annemin eski patronunun İstanbul'un "karışık düzeninden" sıkıldığı için evet doğru yazdım karışık da olsa bir düzeni olduğunu kabul edelim , neyse işte bundan dolayı İzmire kaçıp açtığı restoranta elbette herkesin geldiği bir saatte gelemezdik malum hastalığım sağolsun. Bizde tanıdık avantajını kullanıp gece on ikide geldik kesinlikle mantıklı bir hareket . Restoranttan içeri adımımı attığım an büyülendim , bohem tarzı olan birinden de böyle şahane dekarasyon beklenirdi elbette . Bol alkollü sohbetimizden sonra evin yolunu bulabildik. Neden böyle olduğunu çok sorguladık , sahiden iyi gelip gelmeyeceğini 'de ve şu karara vardık "olması gerektiği gibi "olursa gidişata burnumuzu gerekmedikçe sokmaz isek muhtemelen iyi gelir diye inanıyoruz.
Gün biraz yoğun geçtiği için eve gelir gelmez makyajımı silip "Tweety"li pijamalarımı giydim ,gidip camdan baktım Ardayı görme umudu ile ama elbette göremezdim bunu farkına vardığımda camı açıp derin bir nefes aldım ve yatağıma uzanıp müzik dinlemeye başladım öylede uyuya kalmışım . Ertesi sabah annemle birlikte denize karşı manzarası olan balkonumuzda kahvaltımızı yaparken (hırkalar ile) annem bana bir sürprizi olduğunu söyledi. Kahvaltıdan sonra gidecekmişiz ve rahat bir şeyler giymem gerekiyormuş .Kahvaltılıkları mutfağa götürüp hemen odama gidip turkuaz eşorftman takımımı giydim , saçlarımı tarayıp ,ucunda "y" harfi olan kolyemi taktım. Biraz allık ve Elçin 'in doğum günümde aldığı kahve rengi tonlarında olan ruju sürdüm rahat giyiniyorum ve maske takıyorum diye ruj 'da mı sürmeyelim ?Annem bu gün beklememek için maskemi alıp arabaya çoktan binmiş herzamanki gibi . Yol boyunca nereye gittiğimizi sordum ama annem sessizliğini hiç bozmadı . Sonunda şahane bir dans okulunun önüne geldik "Crystals
Dance Academy" .Annem İzmire taşınma planları yaparken burada özel dersler olduğunu öğrenmiş ,gelmeden öncede kaydımı yaptırmış. Üzerimde hoodie olduğu için ee ağzımda da maske var hemen anneme sarıldım . Anneme "ne kadar iyi düşünmüşsün"dedim "iyi gelicekse herşeyi yapacağımı biliyorsun" diye yanıtladı. Artık her pazar k-pop dersine gelecektim . Annem beni bırakıp iş aramaya gideceğini söyledi bende eğitmenim ile başbaşa kaldım,önceden dans tecrübem olduğunu söylemiş annem bu yüzden daha ileri seviye birşey öğreteceğini söyledi. K-pop nasıl bir şey birazda ondan bahsetti .
K-pop 'ın " Pop, rock, hip hop, R&B ve elektronik müziği birleştiren yepyeni bir tür olarak, Kore popunu anlatan bir terim. Türün ilk çıkışı 90'lara, Güney Koreli pop müziğin 'Gayo' olarak anıldığı yıllara kadar uzanıyor. 1992'de Seo Taiji ve Boys grupları sayesinde adı iyiden iyiye duyulmaya başladı. Böylece dünya, pop müzikten farklı ama biraz da benzeyen, yepyeni bir tarz ve türle tanışmış "olduğunu söyledi.
Bugünkü koreografimizin şarkısı exo:love shot.Yorucu ama bir o kadar eğlenceli iki saatin sonunda annem beni almaya geldi. Eve dönerken yılbaşı ağacını ,süslerini almaya gittik İzmire taşınırken bizimkileri Nil ablaya bırakmıştık. Eve geldik hemen anne kız olarak ortak aldığımız kırmızı pijamalarımızı giydik ve ağacımızı kurup,süslemeye başladık her bir süsü asarken dilek dileyip öyle astık bağtıl inanç da olsa her yıl bunu yapıyoruz. Herşey bittikten sonra şaraplarımızı alıp koltuklara yayılıp yeni yıl filmi izledik .Daha dört gün olsada sevgili ikibin yirmi bir 'e yeni yıl ruhuna erken girmenin kimseye zararı yok ,sonuçta İsa'nın doğum gününü kutlamıyoruz ,kutladığımız şey yeni bir yılın gelişi.
Film sonrasında iş konusunu ne yaptığını sordum .Yaşı biraz ilerlediği için artık iş imkanlarının daha kısıtlı olduğunu söyledi ama bi yer annemi işe almıştı ,dün gece gittiğimiz,annemin eski ama artık yeni patronunun restorantın'da işletmeci olarak yarın başlıyormuş. Onun adına o kadar çok seviniyorum ki sonuçta bunca yıl hastalığımdan dolayı hep benimle evdeydi ama biraz benim ısrarım sonucu çalışmayı kabul etti. Evet hâlâ hastalığım var ,olmaya da devam edecek ama "artık sorumluluk almam gerektiğini ve en ufak bir zorlanma yaşarsam,yardım isteyeceğime" dair söz verdim. Anca böyle ikna olurdu çünkü. Sabah uyandığımda evin içinde annemi aradım biraz tuhaf karşılasam'da bu durumu alışmam şart bir kere anlaşma yapmıştık annem ile. Durumu anlatmak için delimi yani Elçini aradım. "Hey merhaba güzellik"diye açtı telefonu daha dün buradaydı ama onu şimdiden çok özledim. Bana İstanbula döner dönmez bazı gelişmeler olduğunu söyledi. Heyecanla "hemen anlat yoksa bütün ifşalarını sosyal medyada paylaşırım "dedim .Bu Elçinin korkulu rüyası olduğu için hemen Anıl ile olan gelişmeleri anlatmaya başladı. Anıl bizim deli kızımızı dün hava alanından almış. Haberi nerden aldığını sorunca ,"dün hava alanın'da paylaştığımız durumu görmüş, tabii ya ben bunu nasıl unuturum ?
Neyse durum böyle olunca mesajlaşmışlar ve Anıl,Elçini hava alanından almış çok güzel bir kafeye götürmüş ardından sinemaya gitmişler ve evet sevgililer . O kadar rahatladım ,mutlu oldum ki , ikimizde aynı anda çığlık attık. "Deli kızım şuan burada olsaydın hastalığım aklıma gelmezdi ve hemen sana sarılırdım biliyorsun değil mi?"
"Evet biliyorum ,çünkü benimde aklımdan geçti". Elçin ile kan bağımız olmasa' da bana kız kardeşim varmış gibi hissettirmesini seviyorum. Sanırım Kayra' nın yaptığı tek doğru şey bir dans stüdyosunda eğitmenlik yapıyor olması yoksa ben dansa hiç başlamazdım,o zamanda delim ile tanışamazdım . Elçin bana "Eda ve Kayra konusunda ne yapacağımızı da sordu. Bende annem ile dün aldığımız karardan bahsettim ; "gerekmedikçe gidişata burnumu sokmayacağım "dedim ve onada mantıklı geldi . "Sadece kendini üzüyorsun güzelliğim , bırak zaten yaşattığı üzüntüyü yaşamadan ölmez " Söylediği çok doğruydu Elçin 'in . Bir saatin sonunda telefonlarımızı kapattık. Ben öğrendiğim koreografiyi biraz çalıştım birazda mağazamızın satış durumuna baktım bayadır ilgilenmiyordum bu taşınma işleri falanda araya girince iyice çıktı aklımdan. Henüz bir modelin üzerinde paylaşmamıştık kıyafetleri, bende Nil abladan rica ettim Elçin ile buluşup fotoğraf çekimlerini İstanbulda halledip bana mail olarak atmasını istedim .Elbette kırmadı beni ve bir hafta içinde fotoğrafların elimde olacağını söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAMDAKİ YABANCI
RomanceNe zaman gözüme ,güzel görünmeye başlamıştı ? Oysa ilk taşındıklarında çok ön yargılıydım, diğerlerinden farklı olmayacağına emindim. Kahvem soğudu an başlamıştı her şey ,ilgimi o an çekmişti ama kendime bile bunu itiraf edememiştim. Sonra baktım ki...