Kafeye girdiğimizde Metehan'ın hocası bize seslendi.
"Çocuklar gelin, yanımıza oturun."
Yanlarına gittiğimizde Metehan "Biz rahatsız etmeseydik." dedi.
"Sen gidebilirsin. Alina ile konuşacaklarımız var." dedi.
"Adımı söylediğimi sanmıyorum." dedim.
"Bu sabah Metehan'dan öğrendim. Ölmekten kurtardığın hasta, hastanenin büyük bağışçıları arasında." dedi hoca.
"Şuan sağlığı nasıl?" diye sordum.
"İyileşme sürecinde." deyince tebessüm ettim. Bir insanın hayatını kurtarmak anlatılamayacak kadar güzel bir histi.
"Stajlarınız ne zaman başlamış." dedi yanındaki kadın.
"Evet. Gerekli evrakları verdiler. İki yüz yataklı bir hastanede staja başlamam gerek." dedim.
Kadın dosyasından adıma doldurulmuş evrakları çıkardı.
"Kendimi tanıtamadım. Ben Elfin Bulut. Hastanenin genel müdürüyüm. Delikanlı senin için gerekli evrakları Hakkı Bey'in yardımı ile halletti." dedi kadın.
Metehan'a baktım. Ensesini kaşırken gülümsüyordu.
"Yarın staja başlarsın. Perşembe, cuma ve cumartesi saat sekizde geleceksin." dedi hoca.
"Çok çok çok teşekkür ederim." dedim.
"Rica ederiz." dedi Elfin Hanım.
"Şuradaki Selim değil mi?" dedi hoca. Baktığı tarafa döndüğümde Selim ile göz göze geldim.
Hoca gel diye işaret yapınca Selim yanımıza geldi. Yüzünde hiçbir ifade yoktu.
"Efendim Ferman Hocam." dedi Selim.
"Seni yalnız gördüm. Gel sende bizimle otur." dedi Ferman Hoca.
Selim hiçbir şey demeden dibime oturunca tamamen bana değmesi rahatsız edip yana kaydım.
Bu sefer de Metehan'a çarpınca bana baktı. Ona bakmadan çok az yana kaydım.
Metehan ne olduğunu anlayınca kaşlarını çatıp Selim'e döndü.
"Selim biraz fazla yayılmadın mı koltuğa? Hani yanında bir kadın oturuyor." dedi Metehan.
"Ben oturdum diye sana yaklaştı işte. Zaten seninle vakit geçirmek için beni ekmedi mi?" diye sordu Selim.
"Bu zihin ile yaşamayı sürdürmen zor." dedi Metehan.
"Bu zihin ile seninle aynı yeri kazandım." dedi Selim. Kısaca Metehan'a kendisine dediklerinin onun için de geçerli olduğunu söyledi.
"Zihin, algılama yetisidir. Bir şeyleri zor kavrayan birisi olarak da tıp kazanabilirsin." dedi Metehan.
Ferman Hoca araya girecekti ki "İkinizle didişmeden durun. Selim sen düzgünce otur. Metehan sende laf atma." dedim sinirle.
İkisinin de oturuşu dikleşirken gülümsedim. Bu duruma Elfin Hanım ve Ferman Hoca da gülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşı
ChickLitÜniversite okuyan gençlerin ev bakma sürecinde olan olaylar ile başladı her şey...