Ev tek kelime ile mükemmeldi. Tek benim değil Beyzanur'un da içine sinmişti.
"Kirasına zaten iki bin diye sayfada yazmışsınız." dedim.
"Hanımefendi kira iki bin sekiz yüz. Yanında aydatı elli lira." dedi emlakçı.
"Sayfanızda öyle yazmıyor, bekleyin göstereyim." dedim ve telefonumu çıkardım.
Sayfaya girip adama dairenin kirasını gösterdim.
Adam da kendi telefonunu çıkarıp bize gösterdi. Onda iki bin sekiz yüz yazıyordu.
"Sitenin kendisinde problem olmuş olmalı. Bunu en kısa sürede düzeltmem lazım." dedi emlakçı.
"Ben öğrenciyim ve buraya tek başıma taşınacağım. Yapabileceğiniz bir indirim olmaz mı?" diye sordum.
"Üzgünüm hanımefendi ama elimden bir şey gelmez." dedi adam.
"O zaman biz gidelim. Belirlediğimizden daha yüksek maliyetli." dedim.
"Fikriniz değişirse telefon numaram sizde var." dedi emlakçı.
"Evet, var." dedim ve daireden çıktım.
Çalıştığım adamın kapının önünde durduğunu görmem ile ona baktım.
Bize baktıktan sonra "Daireyi kiralayabildiğiniz mi bari?" diye sordu ve asansörün düğmesine bastı.
"Hayır, maliyeti fazla geldi. Ya siz?" diye sordum.
"Erkeğim diye ev sahibi güvenmemiş. Ona göre okumak için değil pavyon açmak için geldim buraya." dedi sıkıntıyla.
"Niye olmadığına rağmen kapıda beklediniz ki?" diye sordum.
"Öylesine." deyince üstelemedim.
"Hangi bölüm okuyorsunuz?" diye sordu.
"Hukuk." diyen Beyzanur ile "Hemşirelik." dedim.
"Tıp bende." demesi ile "İyiymiş. Kaçıncı seneniz?" diye sordum.
"Son sene." dedi.
"Sizin bölüm çoktan başladı, niye evi şimdi bakıyorsunuz?" diye sordum. Tıpın son senesinde üç ay tatil olmazdı. Artık intern doktor denilirdi onlara.
"Ev sahibi yurt dışından gelecek oğlu için evi boşaltmamı istedi ve bugün ev bulmak için son günümdü." dedi.
"Tek şansız ben değilmişim. Bende ev bulamadım ve bugün son günümdü. Okul başlıyor ve kalacağım yer kampüse bir buçuk saat uzaklıkta." dedim.
Adam bir anda bana dönünce anlamayarak ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşı
ChickLitÜniversite okuyan gençlerin ev bakma sürecinde olan olaylar ile başladı her şey...