15; fark edilen duyguların fark etmediği sahipleri.

1K 186 178
                                    

Damarlarımda kanın yerine kızmış bir yağ dolaşıyordu sanki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Damarlarımda kanın yerine kızmış bir yağ dolaşıyordu sanki. Deydiği her yeri yakan türdendi bu. İçinde bulunduğum durumu, kendim bile kabullenemiyordum. Jeongguk'un dudaklarını hâlâ hissederken, düşündüğüm tek şey neden bunu yaptığıydı.

Dudaklarımın üstünde ki dudaklarını geriye çekmiş, böylelikle yüzüne bakmamı sağlamıştı. Onun da benim kadar şaşkın olduğunu fark etmem zamanımı almazken, elini ensesine, oradan da saçlarına atıp kafasını eğdi.

"Ş-Şey..." Çekingen sesini duymayacak kadar sağır ve şaşkındım. Birden bire neydi bu yaptığı? Hâlâ biraz önce olanları tam hazmetmek zordu, eminim ki bir kaç gün sonra da hazmedemeyecektim.

"Üzgünüm, yani özür dilerim!" Jeongguk'un elleri kollarımı kavradığında bu sefer bakışlarım oraya kaymış, hemen elini çekmesine sebep olmuştum. Bakışlarım yüzüne çıkarken, kendini ifade edemediği için sürekli bir şeyler düşünüyor, konuşmak için dudaklarını aralıyor, geri kapatıyor, yerinde duramıyordu.

Beynim tüm işlevini kaybetmiş, düşünmek için kendimi zorladığımda itinayla geri itmeye özen gösteriyordu.

"Jennie, ben özür dilerim, gerçekten böyle olmasını istemedim...tamam, belki istemiş olabilirim, ama ne bileyim!"

Sonunda konuşmayı akıl edebilmiş, "Jeongguk," demiştim. Bu hareketime karşılık korkuyla açılan gözleri karşıladı beni, ardından hızla kulaklarını kapadı. "Hayır, hayır, konuşmasan daha iyi sanırım. Ağzından çıkacak olumsuz bir şeyi duymak istemiyorum." Ayaklarını hızla yere vurmaya başladığında, hâlâ tam anlamıyla nasıl bir tepki vereceğimi bilmiyordum. Bu yüzden ona vurmayı seçip, en büyük hatalardan birini daha yapmıştım.

Ona doğru yaklaşıp, bacak arasına bugün ikinci kez yaptığım şeyi yaptım; tekme attım. Bu sefer gerçekten sert vurmuş olmalıydım ki, Jeongguk kendini yere atmış, acıdan inlemeye başlamıştı.

"Ne yaptığını sanıyorsun? Henüz tam anlamıyla ciddi bir ilişkimiz yok, nasıl beni öpersin? O bacağının arasında ki şeyi koparmamı istiyorsun sen?"

Yanına eğilerek acıyla kendini sıkan Jeongguk'un yüzüne haykırdığımda, zaten buruşan yüzünü daha da büzmüştü.

"Tanrım, artık orama vurup durma! Acıtıyor!"

Bir süre durmuş, öylece yüzüne bakmıştım. Kendimi düşünemeyen bir aptal gibi hissediyordum, gerçi herhangi bir farkım da yoktu. Dizlerimin üstüne eğilmekten karıncalan bacağımın verdiği değişik his ile bende yerde iki büklüm durmaya devam eden Jeongguk'un yanına oturarak evin duvarına bakmaya başladım.

Pekâlâ, ilk öpücüğüm olmasa da, Jeongguk'tan aldığım ilk öpücüktü! Ve zaten bir kez öpüşmüştüm, bunlardan biri Chamin'di ki yanaktandı, diğeri ise Jeongguk'undu.

"Gerçekten bu tepkiyi vereceğini düşünmemiştim..." Jeongguk da doğrulup, benim gibi oturmuştu. "...-Böyle tepki vereceğini bilsem, daha önceden öperdim."

troublemakerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin