✿
Ders kitaplarımı çantama yerleştirirken, nasıl olduğunu henüz bilmediğim bir şekilde arkadaş olan Lalisa ve Somi'de gezdiriyordum bakışlarımı. Dün, Jeongguk alelacele beni eve bırakmış, daha sonra da evde annem ile Lalisa'nın neler yaptığımızı, Jeongguk'un tavırlarını sormuşlardı. Beni rahat bırakmaları için, bir sürü yalan söyleyip durmuştum. Tüm geceyi, Jeongguk'un o çocuğu, kendi deyişi ile Taehyung'u gördüğünde neden şaşırdığını ve yangından eşyasını kaçırır gibi beni arabaya bindirip eve bıraktığını düşünüp durmuştum.
Altın harflerle isimlerini yazdığım, kişi sayısı ikiye çıkmıştı. Jisoo ve Taehyung. Her ne kadar Jeongguk'a kim olduklarını sorarsamda aldığım tek cevap koskocaman bir sessizlik oluyordu. Zaten bir süre sonra da sormayı bırakmıştım.
Sırt çantamı takmak yerine elime alıp, Lalisa'ya bakmıştım. Hangi ara Somiyle bu kadar yakın olduğunu anlamamıştım. Zira sabah okula girdiğimizde, direkt hiç sapmadan Somi'nin yanına gitmişti. Aldatılmış gibi hissetmekten kendimi alakoyamıyordum.
Lalisa, benim için çok özeldi. Küçük yaşta arkadaş olmuştuk, şimdi beni bırakıp başka arkadaş yapması üzüyordu beni.
"Ben eve gidiyorum." Dedim bıkkın bir sesle. Lalisa'nın büyük gözleriyle birlikte bana dönen Somi'nin yüzüne boş bakışlar atarken, Lalisa konuşmaya başladı. "Tamam, biz Somiyle geliriz arkandan."
Umursamaz görünmek için kafa sallamış, sınıfın kapısından çıkarken, şuracıkta oturup ağlamaya başlayacaktım. Lalisa'nın yeni arkadaş edinmesine bir şey demiyordum, fakat daha düne kadar peşimden ayrılmayan Lalisa, şimdi yanıma bile gelmiyordu.
Okulun kapısından çıktığımda, derin bir nefes alarak küçük adımlarla eve gitmeyi umut ediyordum. Tüm enerjim bir anda, koca bir hortum tarafından çekilmiş hissediyordum.
"Hey, Jennie!"
Lalisa'nın sesini duysamda, arkama dönmemiş adımlarımı atmaya devam etmiştim. "Neler neler öğrendim, bir duysan aklın şaşacak." Onu umursamamaya devam ederek biraz öncekinden hızlı adımlar atmaya başladığımda Lalisa'nın kaşları çatılmış, en sonunda beni durdurmak için kolumu tutmuştu.
"Ne oldu Jennie?"
"Ne olmuşa benziyor?"
Yüzü şeklinden şekile girerken, cevap vermesi için kaşlarımı yukarıya kaldırıp indirdim. Titrek bir nefes alarak ağzını araladı.
"Anlasam sormazdım."
"Anlamadığını düşünsem sormazdım."
Büyük elinin sahip olduğu uzun parmaklarıyla alnını sıvazladı. Yeniden yürümek için bedenimi harekete geçirirken 'buldum!' diye bağırdı.
"Somi'ye yakın davrandığım için böyle davranıyorsun değil mi?"
Onaylar şekilde kafa salladığımda, kocaman gülümsemiş, sağ elimi tutarak beni çıkışa doğru sürüklemeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
troublemaker
Fanfictionaynı anda hem iyi hem kötü nasıl hissettirebiliyorsun bilmiyorum, lakin bildiğim tek şeydir başbela oluşun. ;bu kurgu 'autumnofmay' adlı yazardan alınmıştır. tamamlandı.